Eğitim-İş Antalya 2’den seminer
Okur Medya - Eğitim-İş Antalya 2 No’lu Şubesi olarak okullardaki işyeri temsilcilerine yönelik eğitim semineri gerçekleştirildi. Eğitim-İş Genel Örgütlenme Sekreteri İlhan Yaşar, Genel Özlük Hukuk Sekreteri Orhan Yıldırım, Genel Eğitim Sekreteri Suat Özkalay, Akdeniz Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Mert Batu, Sendika avukatı Bülent Nayır sunumlarını yaparak eğitim seminerine katkıda bulundu.
İLK GÜNKÜ COŞKUYLA
Açılış konuşmalarını Eğitim- İş Sendikası Antalya 2 No’lu Şube Başkanı Birsen Atmaca yaptı. Atmaca, göreve geldikleri günden bu güne kadarki yaptıkları çalışmalardan bahsederek, “Amacımız aslında hepimizin bir. Başlangıçta biraz kırıcı ve sancılı olmuş olabilir. Değişimler her zaman sancılıdır zaten. Biz arkadaşlarımızla yolumuz yine bakidir. Hep birlikte mücadele içerisindeyiz. 6 ay sonra seçimlerimiz var. Amacımız Atatürk ilke ve devrimlerini yaşatmaksa gerisi teferruattır. Kişiler gelir geçer asıl olan Eğitim- İş’tir. Kurumsallaşma yolunda hızla ilerleyen, mekan sorununu ve zorunlu bürokratik işlemleri sendika ruhuna halel getirmeden çözümleyen şubemiz, polemiklere, önyargılara ve haksız suçlamalara rağmen kurumsallaşmasını tamamlamıştır. Tüm eylemlilik süreçlerinin öznesi olan, alana sahip çıkan, mücadele ateşini yükselten yeni şubemiz, 10 Kasım’dan bugüne kadar aramıza katılan 175 yeni üyeyle bugün çok daha güçlüdür. Yeni bir sendika avukatının belirlenmesi, yapılan temsilciler eğitimi ve kahvaltı organizasyonunun yanı sıra, 9 Mart’ta gerçekleşecek özgün tiyatro etkinliğimizle hayatın içinde olan, olgulara müdahale eden sınıf sendikacılığına sahip çıkan bakışımız, ilk günkü coşkuyla ve ivmesini sürdürerek devam etmektedir” dedi.
BAĞIMSIZLIK VE LAİKLİK MÜCADELESİ
‘Biliyorsunuz, tarihin en zorlu dönemlerinden birinden geçmek, bizim kuşağımıza düştü’ diyen Atmaca, “Ülkemizde yaşanan onca siyasal, kültürel ve ekonomik yıkımın ortasında, ÇEDES ve benzeri uygulamalarla çocuklarımızın tarikat ve cemaatlerin kıskacına alındığı, “liyakat” kelimesinin her geçen gün anlamını biraz daha yitirdiği, bu ortama rağmen TÖS’ten TÖBDER’den edindiğimiz mücadele geleneği, bizleri ırkçılığa, gericiliğe ve bölücülüğe karşı bilimi, aklı ve aydınlığı savunan Eğitim- İş’te buluşturdu. Eğitim- İş gibi onurlu demokratik kitle örgütlerinin varlığıyla bağımsızlık ve laiklik mücadelesini her şeye rağmen sürdürüyor. Baskılara, zulme, ırkçılığa, gericiliğe ve bölücülüğe rağmen "henüz son sözümüzü söylemedik" diyor, güçlünün değil haklının yanında saf tutuyor, Atatürk'ü rehberimiz belleyerek aydınlık bir Türkiye mücadelesinden taviz vermiyoruz. Antalyalı şair Metin Demirtaş'ın dizelerinde vurguladığı gibi, "umutsuzluk yasak" demeyi sürdürecek, ülkemizi emperyalistlere peşkeş çekmek için pusuda bekleyen çakallara dur diyecek, bu gerici kuşatmacı zihniyeti, özgürlüğün zinciriyle alt edecek yine bizleriz” diye konuştu.
Eğitim- İş Sendikası Genel Sekreteri Suat Özkolay, sendikal faaliyetleri anlatarak, “Türkiye genelinde Eğitim- İş Sendikası olarak bizler sendikal eğitimler gerçekleştiriyoruz. Özellikle Türkiye’de Kamu Emekçilerinin Örgütlenme Mücadelesi emek ve mücadelesinde birlikte hareket etmeyi ve örgütsel mücadeleyi en üst seviyelere taşıyabilmesi adına Eğitim- İş Sendikası’nın tüm üyeleri ve iş yeri temsilcileri başta olmak üzere 5 tane ana eğitim programımız var. Bu 5 Eğitim programımızdan birisi olan İş Yeri Temsilcileriniz eğitimimizi gerçekleştirdik. Sendikal süreç, sendikal eğitim ve amacı Eğitim- İş’in tarihi süreci, örgütlenme mücadelemiz, örgütlenmede görülen sorunlar hukuksal süreç ve iletişim becerileri olmak üzere ve 4688 kanunu ve kanununun içerisinde yer alan maddeleri beraberinde değerlendirdik. Arkadaşlarımıza bununla ilgili gelimleri kumuştuk. Kararlı bir şekilde büyüyen Eğitim-iş eylemlerinin ve mücadelesinin yanında eğitim çalışmaları ile de emekçilerimizin aradığı bir sendika olma yolunda gelişerek büyümektedir” dedi
‘BEN OYNAMIYORUM DEMEYİN’
Birleşik Kamu İş Konfederasyonu eski Genel Başkanı Mehmet Balık ise, Antalya’daki şubeleşmeye değinerek, “Aslında mümkün olduğu kadar karışmamamaysa çalışıyorum ancak yine de müdahil oluyoruz. Antalya’da bir şubeleşme yaşandı. Büyüyen bir kent tüm yöneticilerimizin sayısı 9 bine ulaşmış eğitim iş tek merkezden elbette ki zorlukla karışılabilirdi Bana göre Antalya’daki bu şubeleşmeyi genel merkeze bırakmadan Antalyalı yöneticilerim birlikte oturup kendilerini yapması gerekiyordu. Yani bunu Ankara’dan birilerinin değil, Antalya’dan birlikte oturup karar verilmesi gerekiyordu. Bu konuda eksikliğimiz var. Hemen bir araya gelip, hemen birleşme kabiliyetiniz var. Bir an önce diğer şubelerimizde de bir araya gelerek Antalya’yı layık olduğu yere taşımak lazım. Üç şube bir araya gelmeli Antalya’da 12 bin üyeye çıkılmalı. Sizler bunu yapabilecek dirayettesiniz. Antalya üç şube olsa da bir bütün olarak görüyorum. Şubeler şubelerin yöneticileri, iş yeri temsilcileri bütün olarak görülebilir. Bundan sonra bir bütün olmaya çalışın bir bütün olarak hareket edin. 6ay içerisinde seçim olacak. Burada ne 2 No’lu şubeye övgüler yağdırıyorum ne de siz haksızsınız diyorum. Bunlar oldubitti. Yeni yapıyı oluşturacaksınız birbirinize, ‘Ben oynamıyoırum’ diyerek yeni bir yapı oluşturamazsınız. Herkes birbirinin elini tutmak zorunda. Burada sizin kendi kişisel çıkarlarınız yok. Çocuklarınızın geleceğinin çıkarı var” ifadelerini kullandı. Yaklaşık 140 okul temsilcisinin katıldığı seminer 1 gün sürdü. Seminerde, eğitim emekçilerinin özlük hakları ve sendikal tarihi hukuki ve adli süreçler, iletişim teknikleri ve kendini ifade etme alanlarında sunumlar yer aldı. Kalabalık bir katılımla heyecanlı bir seminer gerçekleşti.