ANSİAD’ın konuğu MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin oldu
Toplantının konuk konuşmacısı MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin, “Bilim, Teknoloji ve Yükseköğretimde Türkiye: Dünya’nın Neresinde? Türkiye İçin Bir Gelecek Hikayesi” başlıklı sunumuyla dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Etkinlik, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete uğurlanışının yıl dönümünde saygı, minnet ve özlemle yapılan bir anma ile başladı. Açılış konuşmasını yapan ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı, Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözünü hatırlatarak, bugünün ekonomik ve toplumsal sorunlarının temelinde bilime ve akla yeterince önem verilmemesinin yattığını vurguladı.
Özbek; “Bir ülkenin en değerli kaynağı yer altındaki madenleri değil, gençlerinin aklı ve yaratıcılığıdır”
Toplantının açılışında konuşan ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek, konuşmasında şunları kaydetti: “Atatürk’ü anlamak, geleceği akılla ve bilimle inşa etmeyi kavramak demektir. Bir ülkenin düşünce biçimini, önceliklerini ve yönünü belirleyen şey, ekonomik göstergelerden çok, sahip olduğu değerlerdir.” Özbek Türkiye’nin bilim, teknoloji ve eğitim alanındaki dönüşüm süreci üzerine dikkat çekerek, bilimden uzaklaşan bir toplumun ilerleme şansının kalmadığı vurguladı. Özbek: “Bir ülkenin en değerli kaynağı yer altındaki madenleri değil, gençlerinin aklı ve yaratıcılığıdır. Üretmek sadece ekonomik değil, aynı zamanda özgürlük ve aidiyet meselesidir. Üretmeden kalkınmak, tüketimle büyümek, bilimsiz eğitimle ilerlemek mümkün değildir.” Dedi.
Özbek: “Atatürk’ün çizdiği yol, geleceğin pusulasıdır”
Konuşmasını şu sözlerle tamamlayan Özbek, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında aklın, bilimin ve üretimin merkeze alınması gerektiğini vurguladı: “Atatürk’ün çizdiği yol, sadece geçmişin mirası değil, geleceğin pusulasıdır. ANSİAD olarak bizler, bu pusulanın gösterdiği yolda; üretimi, bilgiyi, aklı ve insanı merkeze alarak çalışmayı sürdüreceğiz.”
Prof. Dr. Muhammed Şahin; “Atatürk’ün vizyoner liderliği, bilimsel kalkınmanın temeli oldu”
Konuşmasına güncel kayıplar için başsağlığı dileyerek başlayan Şahin, Türkiye’nin bilim, teknoloji ve yükseköğretim alanlarındaki konumunu değerlendireceği iki bölümlük sunumuyla devam etti. Prof. Dr. Şahin, Atatürk’ün vizyoner liderliğinin Türkiye’nin eğitim ve bilimsel kalkınma sürecindeki temel belirleyici olduğunu vurguladı. Şahin: “Cumhuriyet kurulduğunda okur-yazar oranı yüzde 8 bile değildi. Buna rağmen Atatürk, 1921’de Milli Eğitim Şurası’nı topladı, 1926’da yurt dışına öğrenci göndermeye başladı.
Onlara ‘Sizi kıvılcım olarak gönderiyorum, ateş topu olarak döneceksiniz’ dedi. 1416 sayılı yasa hâlâ geçerliliğini koruyor.” Atatürk’ün 1920’lerde attığı bu adımların dönemin Asya ülkelerinden onlarca yıl önce geldiğini belirten Şahin, bu vizyonun Türkiye için bugün de yol gösterici nitelikte olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Muhammed Şahin; “Bilimsel üretim ve Ar-Ge’nin güçlendirilmesi gerekiyor”
Prof. Dr. Şahin, Türkiye’nin bilimsel üretim performansına ilişkin veriler paylaştı. Şahin: “2012 yılında üniversitelerimiz 200–300 sıralarındayken bugün 800–1000 bandında yer alıyor. Gerçek akademik göstergelere baktığımızda tabloyu geliştirmek için yeni stratejilere ihtiyaç duyulduğu görülüyor.” dedi. Türkiye’de üniversitelerin araştırmacı sayısının resmi olarak 217 bin olarak açıklandığını ancak aktif araştırmaya zaman ayıran öğretim üyesi oranının daha düşük olduğunu belirtti. Uluslararası yayın sayısında Türkiye’nin 2024 itibarıyla 75 bin yayınla öne çıktığını aktaran Şahin, niceliğin yanında nitelikli üretimin artırılmasının önemini vurguladı: “Hollanda 17 milyon nüfusuyla bizden az yayın yapıyor ama her alanda görünür. Bizim hedefimiz bilimin etkisini ve görünürlüğünü artırmak olmalı.”
Prof. Dr. Muhammed Şahin; “Teknokentleri güçlendirecek yeni model”
Prof. Dr. Şahin, Türkiye’de 90’dan fazla teknokent bulunmasına rağmen küresel girişimcilik ekosisteminde daha üst sıralara çıkılması gerektiğini belirtti. Teknokentlerin üretim ve girişimcilik performansının artırılması için yeni bir vizyonun gerekliliğine değinen Şahin, “Anadolu Tekno Kalkınma Ağı (ATA)” adıyla geliştirdiği proje önerisini paylaştı. Şahin, “Atatürk’ün adını yaşatmak istedim. Türkiye’de 90’dan fazla teknokent var ama kalkınmaya katkısının artması için bu merkezlerin bir araya getirilmesi gerekiyor” dedi. İstanbul merkezli bir yapıyı önerdiğini belirterek, “‘ATA İstanbul’ olacak. Bu merkez, ülke çapında tematik teknokentlerle ve yenilikçi fikir merkezleriyle bağlantılı olacak. Yurt dışından teknoloji şirketlerini çekecek, Ar-Ge kültürünü yerleştirecek özel statülü bir yapı düşünün” ifadelerini kullandı. Projenin işleyişine dair ayrıntılar da paylaşan Şahin, “Burası devlet güdümünde olacak ama kamu-özel ortaklığıyla çalışacak. Devlet %50 payla yer alacak, geri kalan kısımda belediyeler, iş dünyası ve STK’lar pay sahibi olacak. Böylece herkes sahiplenmiş olacak.” dedi. Şahin, ATA ile Türkiye’de teknokentleri, üniversiteleri ve Ar-Ge merkezlerini tek çatı altında toplayarak uluslararası şirketlerin yatırım yapmasını kolaylaştıracak bir ekosistem oluşturmayı ve ülkenin teknoloji alanında çekim merkezi haline gelmesini hedeflediğini vurguladı.
Prof. Dr. Muhammed Şahin; “Türkiye Ar-Ge Çekim Merkezi olmalı”
Prof. Dr. Muhammed Şahin, Türkiye’nin Ar-Ge kültürü olan şirketleri çekmek için somut adımlar önerdi. Şahin, “Devlet, iki yıl boyunca yalnızca Ar-Ge ve inovasyona odaklanmalı. Şirketlere uzun vadeli teşvikler verilmeli; Ar-Ge’sini getirmeyen şirkete fabrika kurulumu yok, getiren şirkete ise 20 yıl kira ödememe ve sigorta desteği sağlanmalı” dedi. Ayrıca, yurt dışına 5 yıl içinde 50 bin yüksek lisans ve doktora öğrencisi göndermenin Türkiye’nin bilimsel kapasitesini artırmak için kritik bir adım olacağını ifade etti. Türkiye’deki yükseköğretim kurumları ve Ar-Ge organizasyonlarının daha bütüncül bir yapıya kavuşması gerektiğini belirten Şahin, çözüm olarak “Bilim, Teknoloji ve Yükseköğretim Bakanlığı” modelini önerdi. Üniversitelerin yönetiminde sektör temsilcileri, yerel yönetimler ve mezun derneklerinin yer almasının da üniversitelerin hem yerel hem ulusal kalkınmaya katkı vermesini sağlayacağını ifade etti. Şahin, eğitimde yetenek ve beceri odaklı ölçüm sistemine geçişi, öğrenciyi geleceğe hazırlayan bir model olarak önererek konuşmasını tamamladı.
“ANSİAD 13. Olağan Toplantısı” soru ve cevapların ardından ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek’in konuğumuz, MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin’e Antalyalı Seramik Sanatçısı Tufan Dağıstanlı’nın seramik kuşu hediye takdimiyle sona erdi.