CHP’li Aliye Coşar zeytinlik yasasına tepki:”Yandaş şirket düzenlemesiyle karşı karşıyayız”
Zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını da içeren torba kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda kabul edildi ve yasalaştı. Geçtiğimiz hafta TBMM'de birkaç gün boyunca oylanan kanun teklifinin tamamı, 199 oya karşı 255 oyla kabul edildi. 21 maddeden oluşan kanun teklifi kamuoyunda büyük tartışma yarattı ve muhalefet partileri tarafından sert şekilde eleştirildi. Çok sayıda köylü ve çevre aktivisti teklifinin geri çekilmesi için günlerce TBMM önünde bekledi ve açtık grevi başlattı.
KANUN TEKLİFİ İLK GÜNDEN BU YANA TEPKİ ÇEKTİ
Kabul edilen torba kanunu teklifine ilişkin Meclis kürsüsünde konuşan CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, halkın ata toprağını, zeytinliklerini gasbeden yasa teklifiyle karşılarına çıktığını belirtti. Zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açan kanun teklifine karşı ilk günden bu yana yurttaşların eylem yaparak iktidara seslerini duyurmaya çalıştığını belirten Coşar, AKP iktidarının bu sesi duymak yerine talan teklifini meclisten geçirme çabasında olduğunu ifade etti.
“HİÇ DURMAK YOK, RANTA DEVAM”
Kabul edilen yasanın “yandaş şirketlere özel süper izin yasası olarak tanımlayan Coşar, “Yirmi üç yıllık iktidarınızda bizi hiç şaşırtmadınız; sizin için durmak yok, ranta devam. Ülkenin tüm varlıklarına göz dikmiş bulunmaktasınız. Sizler millet için değil, yandaşlar için buradasınız. Yurttaşların, emeklilerin, çalışanların çözüm bekleyen onlarca sorunu varken yine bir özel izin, yine bir yandaş şirket düzenlemesiyle karşı karşıyayız. Bu kez kişiye özel zeytinlik talanı yasasıyla karşımıza çıkıyorsunuz. Daha önce tüm ülkeyi kapsayan düzenlemelerle zeytinliklere göz dikmişsiniz, şimdi ise belli bir bölgeyi hedef alan, belli şirketlere özel düzenlemelerle karşımıza çıkmaktasınız. Amaç açık ormanlar, zeytinlikler, meralar, tarım ve sit alanları, su kaynakları madencilere ve enerji şirketlerine açılıyor, hem de ÇED süreçleri tamamen baypas edilerek. Bu yasa, doğrudan süper izin yasasıdır, ‘kamu yararı’ adı altında aslında sadece bir avuç çıkar grubunun menfaati gözetilmektedir” ifadelerini kullandı.
“MADENCİLİK FAALİYETLERİNE SINIRSIZ YETKİ”
Kanun teklifiyle madencilik faaliyetlerine sınırsız yetki ve ayrıcalık tanındığını dikkat çeken Coşar, “Ayrıca, acele kamulaştırma yetkisiyle halkın elindeki topraklar şirketlere verilerek mülkiyet hakkı da gasbediliyor, madencilik faaliyetlerine sınırsız yetkiler veriliyor. Ayrıca, bu düzen tek adamın izniyle uzatılabiliyor. Bu teklif Anayasa'ya ve kanunlara açıkça aykırıdır. Burada bir şirketin çıkarı uğruna onlarca köyün zeytinlikleri yok edilmek isteniyor. Bir bölgenin geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık birkaç yandaş şirketin çıkarı için feda ediliyor. Bu, sadece büyük çevre meselesi değil, bu bir adalet, bir gelecek meselesidir çünkü yok edilen doğa ve geleceğimizdir” Şeklinde konuştu.
“HER BİRİ VAHŞİ RANT PROJESİ”
Geçmişte yaşanan maden facialarını hatırlatan CHP’li Coşar açıklamasında, denetimsiz madencilik faaliyetlerinin büyük felaketlere yol açtığını belirterek: “Soma'da, Ermenek'te, İliç'te faciaları unutmadık; her biri vahşi rant politikalarının, denetimsizliğin sonucu göz göre göre gelen ölümler. Şimdi aynı hatalar yeniden yapılıyor aynı zihniyetle, aynı yöntemlerle. Madencilik faaliyetleri sonrası çevresel tahribatı onarmak için hiçbir şey de yapmıyorsunuz. Vahşi madenciliğe tüm imkânlar seferber edilirken iş, doğayı korumaya gelince yine, AKP sessiz kalmaktadır. Gidip talan ettiğiniz yerlere bir bakın, oralar için ne yaptınız şimdiye kadar, onu bir düşünün” açıklamasında bulundu.
“MESELE SADECE ZEYTİN DEĞİL, GELECEĞİMİZDİR”
Coşar açıklamasını şöyle son verdi: “Bu sadece bir yasa teklifi değil, bu teklif bir tercihtir; ya doğayı, halkı, üretimi, yaşamı tercih edeceğiz ya da birkaç şirketin çıkaranı. Bu tercih, tarihî bir tercihtir. Şimdi ise bu sesi burada, bu Mecliste de duyun. Bu yasa vicdanlarda telafisi imkânsız yaralar açacaktır. Çünkü mesele sadece zeytin değil, mesele havamız, suyumuz, toprağımız, ormanımız ve geleceğimizdir ve biz o geleceği birkaç yandaş şirketin hırsına kurban etmeyeceğiz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu teklifin karşısındayız, halkın, doğanın, toprağın, suyun yanındayız. Bu yasa teklifi geri çekilmelidir, aksi hâlde bu talanın hesabı bugün sorulmazsa yarın tarih önünde sorulacaktır. Doğayı, yaşamı, Anayasa'yı yok sayan bu anlayışa artık "Dur!" denmelidir.”