Antalya Peyzaj Mimarları Odası’ndan kurakçıl peyzaj uyarısı
Antalya Peyzaj Mimarları Odası’ndan kurakçıl peyzaj uyarısı
Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Kurakçıl Peyzaj Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar” kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor.
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şube Başkanı Gülsüm Kıldan, düzenlemeye ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Kıldan, kurakçıl peyzajın yanlış yorumlandığını ve sahadaki uygulamaların büyük bölümünün mevzuata aykırı olduğunu söyledi. “Kurakçıl peyzajın doğru uygulanması artık bir seçenek değil, zorunluluktur” dedi.
YÖNETMELİK PEYZAJDA YENİ BİR ÇERÇEVE ÇİZİYOR
Gülsüm Kıldan, 18 Ekim 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan düzenlemenin önemli bir dönüm noktası olduğunu vurguladı. Söz konusu Usul ve Esasların iklim değişikliğiyle mücadele ve suyun etkin kullanımı amacı taşıdığını belirtti. Kentlerin ekolojik dayanıklılığını artırmayı hedefleyen açık ve bağlayıcı hükümler içerdiğini ifade etti. Bu yönüyle düzenlemenin, peyzaj uygulamalarına net bir yön verdiğini kaydetti.
KURAKÇIL PEYZAJIN TANIMI NET: BİTKİSİZLİK DEĞİL
Kıldan, kurakçıl peyzajın yerel iklim ve doğal vejetasyonla uyumlu bir yaklaşım olduğunu söyledi. Su ihtiyacı düşük, dayanıklı bitkilerle tasarlanan sürdürülebilir alanları esas aldığını belirtti. Bu anlayışın “susuz”, “bakımsız” ya da yalnızca taşla kaplı alanlar anlamına gelmediğini vurguladı. Yanlış algıların sahadaki uygulamalara zarar verdiğini ifade etti.

SAHADA MEVZUATA AYKIRI UYGULAMALAR VAR
Antalya başta olmak üzere birçok kentte hatalı uygulamaların yaygınlaştığını dile getiren Kıldan konuşmasına şöyle devam etti. Kamu alanlarında, üniversitelerde, kavşak ve yol altı düzenlemelerinde bitkilerin tamamen kaldırıldığını söyledi. Alanların yalnızca taş ve çakıl ile kaplanarak “kurakçıl peyzaj” olarak sunulduğunu belirtti. Bu uygulamaların bilimsel ve hukuki hiçbir karşılığı olmadığını ifade etti.
BİTKİSİZ ALANLAR ISI ADASINI ARTIRIYOR
Kurakçıl peyzajın bitkileri yok eden değil, doğru bitkiyi doğru yerde kullanan bir sistem olduğunu vurgulayan Kıldan, Taş ağırlıklı alanların oksijen üretmediğini ve karbon tutmadığını söyledi. Bu alanların yağmur suyunu yönetemediğini ve ısı adası etkisini artırdığını kaydetti. Özellikle Akdeniz iklimindeki kentlerde yaşam kalitesinin ciddi biçimde düştüğünü belirtti.
YEREL YÖNETİMLERE AÇIK ÇAĞRI
Kıldan, yürürlükteki düzenlemenin çim alanları sınırladığını ve yerel bitkileri zorunlu kıldığını hatırlattı. Sadece taşla kaplı alanların hukuken kurakçıl peyzaj sayılmasının mümkün olmadığını söyledi. Kurakçıl peyzajın estetik değil, kamusal bir sorumluluk olduğunun altını çizdi. Kamu kurumlarını bilimsel ve ekolojik peyzaj uygulamalarına davet ederek açıklamasını tamamladı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.