Bir kaynağımızı daha yitirmek üzereyiz

Yaşam 30.12.2025 - 22:28, Güncelleme: 30.12.2025 - 22:28
 

Bir kaynağımızı daha yitirmek üzereyiz

Dünya genelinde küresel ısınma ve etkileri tartışılmaya devam ediyor. Henüz bu ısınmanın etkilerine çare bulunamamışken, Türkiye’de su kaynaklarını yitirmeye devam ediyor üstelik sorun artık sadece küresel ısınma da değil. Ticari kaygılar, çevre bilincinin önüne geçmiş durumda.
Haber: Sena Gargılı / (Akdeniz Üniversitesi / Gazetecilik Bölümü öğrencisi) Türkiye'de yaklaşık 1.600 civarında akarsu bulunmakta ve bunların büyük bir kısmı kirlilik tehlikesiyle karşı karşıya. Bu durumun son örneği ise, “Tabiatın Kalbi” olarak anılan şehir Bolu’da yaşandı. Kontrolsüz sanayi atıkları bir su kaynağımızın daha kirlenmesine neden oldu. GEREDE ÇAYI ZEHİR AKMAYA BAŞLADI Gerede Çayı, Gerede’nin güney batısından doğup Eskipazar sınırlarında Çerkes Çayı, Karabük sınırlarında Eskipazar ve Araç Çayı ile Yenice’de Yenice Çayı ile Devrek’te bulunan Devrek Çayı ile birleşerek Filyos Irmağını oluşturan ve Karadeniz’e dökülen 288 km. uzunluğundaki nehir havzasının kaynağını oluşturan çaydır. Bolu’nun Gerede ilçesinden Karabük’ün Eskipazar ilçesine kadar 100’ü aşkın köyden geçen Gerede Çayı, etrafındaki fabrikalar nedeniyle eski doğal güzelliğini kaybetti. İçinde balıkların yüzdüğü, kenarında ailelerin piknik yaptığı, Bolu halkının yaz tatilini geçirmek için gittiği yerlerin başında gelen, yörede yaşayanların hayvanlarını otlatıp suyunu içirdiği, tarım arazilerinin su kaynağı olan hatta suyunun bile içilebildiği çay, sanayi atıklarına kurban edildi. Gerede ilçesinde, Deri Organize Sanayi ve Deri İhtisas Sanayi bölgeleri bulunuyor. Söz konusu sanayi bölgelerinde atık su arıtma tesisi ya var ve yeterli değil ya da büyük bir kısmı sistem kurulu olduğu halde kullanılmıyor. Deri tabakalama işleminde kullanılan krom, insan sağlığı ve çevre için son derece zararlı bir maddedir. Bunun dışında kireçleme, soyma ve kükürtleme işlemlerinde kullanılan hidrojen sülfür gazı ise kötü kokuya neden olan bir maddedir. Ayrıca deri boyama işlemlerinde kullanılan yağ giderici gibi kimyasal maddeler deriyi işleme sırasında da suya karışıyor. Böylelikle bu tesislerden çıkan atıklar Gerede Çayı’na dökülerek fabrikalar üretimine devam ediyor. Suyun değişen yapısı da içerisinde canlı barındıramaz bir hal alıyor. Her geçen gün yüksek düzeyde kirletici etkiye sahip binlerce ton atık, çayı adeta bir zehir kaynağına dönüştürdü. Arıtmaya tabi tutulmayan atıklar, Gerede, Çerkes ve Eskipazar köylerini oluşturan yaklaşık 60 km.’lik bir alan boyunca bölge halkını orada yaşayamaz hale getirmekle kalmadı, başta su ekosistemi ve buna bağlı tarım ve hayvancılık gibi çevresel ekosistemlere tamamen zarar verdi.    YÖRE HALKI GEÇTAP İLE SESİNİ DUYURDU Bolu’da yaşayan Mehmet Emin Aslan, Serap Kantarlı ve Yakup Okumuşoğlu öncülüğünde 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 25. Maddesi ve 31.03.2025 tarihli 25772 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Dernekler Yönetmeliği doğrultusunda “Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu (GEÇTAP)” kuruldu. Kirli atık su nedeniyle bölgede yaşayan 355 bin kişinin halk sağlığı sorunuyla baş başa kalması ve bölgedeki bitkisel üretimle birlikte hayvancılık sektörünün bu çevre felaketinden olumsuz etkilenmesi platformun mücadele konusu oldu. Platformun temelini, bölgedeki çevre sorunlarına duyarlı olan yedi dernek ve vakıf oluşturdu. Başta TEMA Vakfı olmak üzere, Doğa ve Sürdürülebilirlik Derneği (DOSDER), Zonguldak Çevre Koruma Derneği, Kocaeli Bolulular Derneği, Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı, Eskipazar Ekonomik Kalkınma Derneği (EKODER), Yenice Çevre ve Doğa Koruma, Turizmi Geliştirme Derneği (YENÇEV) bir araya gelerek çevre katliamına bir son verilmesi için omuz omuza mücadele etti. Yaklaşık on yıldır devam eden bu kirliliğin neden olduğu sorunlar, bürokrasinin ilgisizliği nedeniyle her geçen gün daha da arttı. Bölge halkının yaşamının olumsuz etkilenmesi ve toplu balık ölümleri ile birlikte büyükbaş hayvan ölümlerinin de artmaya başlaması platformun kurulmasına öncülük etti.  Ayrıca çaydan Ankara’ya yapılan içme suyu transferi de tehlikenin boyutuna bir kez daha dikkat çekti. Çevre katliamına sessiz kalamayan birçok vatandaş ve sivil toplum kuruluşu, Gerede Çayı temiz ve sağlıklı ekosistemine yeniden kavuşana kadar mücadelelerine devam edeceklerini vurguladı. VATANDAŞ DAHA FAZLA DAYANAMADI Düzce’nin Akçaşehir Köyü’nden Mustafa Halıcı Gerede Çayı’ndaki çevre felaketine daha fazla sessiz kalamayan duyarlı vatandaşlardan sadece biri. GEÇTAP bünyesinde yaptığı açıklamada bölgedeki duyarsızlığa dikkat çekti. Halıcı: “Fabrika yetkililerinin Avrupa Birliği’nden yeşil üretim belgesi aldıklarını” iddia ederken, açıklamasına “Bu belgeleri nasıl aldılar bilmiyorum ama gerçekler ortada. Vicdanınız bu suya temiz demeye nasıl el veriyor? Memlekete çok büyük bir kötülük yapıyorsunuz.” Diye devam etti. GÜZEL HABERİ ASLAN DUYURDU GEÇTAP Platformunun dokuz yüz günlük mücadelesi sonuç verdi. Bakanlıklar, valilik, kaymakamlık gibi birçok makam gittikçe büyüyen bu çevre felaketine duyarsız kalsa da gelecek nesiller adına harekete geçenler yine kazandı. GEÇTAP, 2024 yılında Bolu İdare Mahkemesine bu kirliliğe engel olmayan fabrikalar ve sorumlu bürokratlar hakkında dava açarak fabrika faaliyetlerinin durdurulmasını talep etti. 20 Mayıs 2025 tarihinde Bolu İdare Mahkemesi’nde görülen davada, GEÇTAP platformunun fabrika faaliyetlerinin durdurulması talebine red kararı verilirken; Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne yapılan itirazda mahkeme platformu haklı buldu. Verilen kararda “Bölgedeki atık suların çevreye zarar vermeyecek düzeye ulaşması sağlanıncaya kadar, Organize Sanayi Bölgesindeki üretim faaliyetlerinin durdurulması” istemi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosya yerel mahkemeye iade edildi. Kendisine telefonla ulaştığımız Aslan, açıklamasında “Verilen kararın diğer çevre mücadeleleri için emsal teşkil edeceğini” belirtirken, bu yönüyle Anayasamızın 56. Maddesi olan “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” Maddesinin gözetilmesinden mutlu olduklarını da ifade etti. Hukuka duyulan güvenin sarsılmaması gerektiğini dile getiren Aslan, Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin verdiği kararın vatandaşın nezdinde hakimlere duyulan güveni tazelediğini söyledi.
Dünya genelinde küresel ısınma ve etkileri tartışılmaya devam ediyor. Henüz bu ısınmanın etkilerine çare bulunamamışken, Türkiye’de su kaynaklarını yitirmeye devam ediyor üstelik sorun artık sadece küresel ısınma da değil. Ticari kaygılar, çevre bilincinin önüne geçmiş durumda.

Haber: Sena Gargılı / (Akdeniz Üniversitesi / Gazetecilik Bölümü öğrencisi)

Türkiye'de yaklaşık 1.600 civarında akarsu bulunmakta ve bunların büyük bir kısmı kirlilik tehlikesiyle karşı karşıya. Bu durumun son örneği ise, “Tabiatın Kalbi” olarak anılan şehir Bolu’da yaşandı. Kontrolsüz sanayi atıkları bir su kaynağımızın daha kirlenmesine neden oldu.

GEREDE ÇAYI ZEHİR AKMAYA BAŞLADI

Gerede Çayı, Gerede’nin güney batısından doğup Eskipazar sınırlarında Çerkes Çayı, Karabük sınırlarında Eskipazar ve Araç Çayı ile Yenice’de Yenice Çayı ile Devrek’te bulunan Devrek Çayı ile birleşerek Filyos Irmağını oluşturan ve Karadeniz’e dökülen 288 km. uzunluğundaki nehir havzasının kaynağını oluşturan çaydır.

Bolu’nun Gerede ilçesinden Karabük’ün Eskipazar ilçesine kadar 100’ü aşkın köyden geçen Gerede Çayı, etrafındaki fabrikalar nedeniyle eski doğal güzelliğini kaybetti. İçinde balıkların yüzdüğü, kenarında ailelerin piknik yaptığı, Bolu halkının yaz tatilini geçirmek için gittiği yerlerin başında gelen, yörede yaşayanların hayvanlarını otlatıp suyunu içirdiği, tarım arazilerinin su kaynağı olan hatta suyunun bile içilebildiği çay, sanayi atıklarına kurban edildi.

Gerede ilçesinde, Deri Organize Sanayi ve Deri İhtisas Sanayi bölgeleri bulunuyor. Söz konusu sanayi bölgelerinde atık su arıtma tesisi ya var ve yeterli değil ya da büyük bir kısmı sistem kurulu olduğu halde kullanılmıyor. Deri tabakalama işleminde kullanılan krom, insan sağlığı ve çevre için son derece zararlı bir maddedir. Bunun dışında kireçleme, soyma ve kükürtleme işlemlerinde kullanılan hidrojen sülfür gazı ise kötü kokuya neden olan bir maddedir. Ayrıca deri boyama işlemlerinde kullanılan yağ giderici gibi kimyasal maddeler deriyi işleme sırasında da suya karışıyor. Böylelikle bu tesislerden çıkan atıklar Gerede Çayı’na dökülerek fabrikalar üretimine devam ediyor. Suyun değişen yapısı da içerisinde canlı barındıramaz bir hal alıyor.

Her geçen gün yüksek düzeyde kirletici etkiye sahip binlerce ton atık, çayı adeta bir zehir kaynağına dönüştürdü. Arıtmaya tabi tutulmayan atıklar, Gerede, Çerkes ve Eskipazar köylerini oluşturan yaklaşık 60 km.’lik bir alan boyunca bölge halkını orada yaşayamaz hale getirmekle kalmadı, başta su ekosistemi ve buna bağlı tarım ve hayvancılık gibi çevresel ekosistemlere tamamen zarar verdi.   

YÖRE HALKI GEÇTAP İLE SESİNİ DUYURDU

Bolu’da yaşayan Mehmet Emin Aslan, Serap Kantarlı ve Yakup Okumuşoğlu öncülüğünde 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 25. Maddesi ve 31.03.2025 tarihli 25772 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Dernekler Yönetmeliği doğrultusunda “Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu (GEÇTAP)” kuruldu. Kirli atık su nedeniyle bölgede yaşayan 355 bin kişinin halk sağlığı sorunuyla baş başa kalması ve bölgedeki bitkisel üretimle birlikte hayvancılık sektörünün bu çevre felaketinden olumsuz etkilenmesi platformun mücadele konusu oldu.

Platformun temelini, bölgedeki çevre sorunlarına duyarlı olan yedi dernek ve vakıf oluşturdu. Başta TEMA Vakfı olmak üzere, Doğa ve Sürdürülebilirlik Derneği (DOSDER), Zonguldak Çevre Koruma Derneği, Kocaeli Bolulular Derneği, Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı, Eskipazar Ekonomik Kalkınma Derneği (EKODER), Yenice Çevre ve Doğa Koruma, Turizmi Geliştirme Derneği (YENÇEV) bir araya gelerek çevre katliamına bir son verilmesi için omuz omuza mücadele etti.

Yaklaşık on yıldır devam eden bu kirliliğin neden olduğu sorunlar, bürokrasinin ilgisizliği nedeniyle her geçen gün daha da arttı. Bölge halkının yaşamının olumsuz etkilenmesi ve toplu balık ölümleri ile birlikte büyükbaş hayvan ölümlerinin de artmaya başlaması platformun kurulmasına öncülük etti.  Ayrıca çaydan Ankara’ya yapılan içme suyu transferi de tehlikenin boyutuna bir kez daha dikkat çekti. Çevre katliamına sessiz kalamayan birçok vatandaş ve sivil toplum kuruluşu, Gerede Çayı temiz ve sağlıklı ekosistemine yeniden kavuşana kadar mücadelelerine devam edeceklerini vurguladı.

VATANDAŞ DAHA FAZLA DAYANAMADI

Düzce’nin Akçaşehir Köyü’nden Mustafa Halıcı Gerede Çayı’ndaki çevre felaketine daha fazla sessiz kalamayan duyarlı vatandaşlardan sadece biri. GEÇTAP bünyesinde yaptığı açıklamada bölgedeki duyarsızlığa dikkat çekti. Halıcı: “Fabrika yetkililerinin Avrupa Birliği’nden yeşil üretim belgesi aldıklarını” iddia ederken, açıklamasına “Bu belgeleri nasıl aldılar bilmiyorum ama gerçekler ortada. Vicdanınız bu suya temiz demeye nasıl el veriyor? Memlekete çok büyük bir kötülük yapıyorsunuz.” Diye devam etti.

GÜZEL HABERİ ASLAN DUYURDU

GEÇTAP Platformunun dokuz yüz günlük mücadelesi sonuç verdi. Bakanlıklar, valilik, kaymakamlık gibi birçok makam gittikçe büyüyen bu çevre felaketine duyarsız kalsa da gelecek nesiller adına harekete geçenler yine kazandı. GEÇTAP, 2024 yılında Bolu İdare Mahkemesine bu kirliliğe engel olmayan fabrikalar ve sorumlu bürokratlar hakkında dava açarak fabrika faaliyetlerinin durdurulmasını talep etti.

20 Mayıs 2025 tarihinde Bolu İdare Mahkemesi’nde görülen davada, GEÇTAP platformunun fabrika faaliyetlerinin durdurulması talebine red kararı verilirken; Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne yapılan itirazda mahkeme platformu haklı buldu. Verilen kararda “Bölgedeki atık suların çevreye zarar vermeyecek düzeye ulaşması sağlanıncaya kadar, Organize Sanayi Bölgesindeki üretim faaliyetlerinin durdurulması” istemi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosya yerel mahkemeye iade edildi.

Kendisine telefonla ulaştığımız Aslan, açıklamasında “Verilen kararın diğer çevre mücadeleleri için emsal teşkil edeceğini” belirtirken, bu yönüyle Anayasamızın 56. Maddesi olan “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” Maddesinin gözetilmesinden mutlu olduklarını da ifade etti. Hukuka duyulan güvenin sarsılmaması gerektiğini dile getiren Aslan, Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin verdiği kararın vatandaşın nezdinde hakimlere duyulan güveni tazelediğini söyledi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.