Sadık Acar: “Bu ücret geçim değil, yoksulluk dayatmasıdır”

Birleşik Kamu-İş İl Başkanı Sadık Acar, 2026 yılı için açıklanan 28 bin 75 liralık asgari ücrete sert tepki gösterdi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısıyla siyasi iktidarın kontrolünde olduğunu vurgulayan Acar, açıklanan rakamın iktidarın asgari düzeyde dahi vicdan taşımadığını açıkça ortaya koyduğunu söyledi.

Ülkede kayıtlı çalışanların yaklaşık yüzde 70’inin asgari ücret ya da buna yakın ücretlerle geçinmeye çalıştığını hatırlatan Acar, kayıt dışı istihdam da hesaba katıldığında en az 10 milyon emekçi ve ailelerinin doğrudan sefalete mahkûm edildiğini ifade etti. Hayat pahalılığı, mutfaktaki yangın ve geçim sıkıntısının bu rakamla hiçbir şekilde örtüşmediğini belirten Acar, yeni asgari ücretin toplumun çok büyük bir kesimini daha da hızla yoksullaştıracağını söyledi.   Konfederasyonun Ar-Ge birimi Kamu-Ar’ın verilerine dikkat çeken Acar, Aralık ayı itibariyle açlık sınırının 30 bin 656 liraya çıktığını belirtti. Açıklanan asgari ücretin daha şimdiden açlık sınırının 2 bin 580 lira altında kaldığını vurgulayan Acar, “Sermayeyle kol kola giren hükümet, emek veren insanlara açlık sınırında yaşamayı bile çok görmüştür” dedi. YOKSULLUK SINIRI 94 BİN TL Yoksulluk sınırının Aralık ayında 94 bin 913 liraya yükseldiğini aktaran Acar, iki çocuklu bir anne ve babanın her ikisi de asgari ücretle çalışsa dahi hane gelirinin yoksulluk sınırının ancak yarısına yaklaşabildiğini söyledi. Yoksulluk sınırının bu yıl tek başına 23 bin 865 lira arttığını ifade eden Acar, bunun başlı başına tabloyu özetlediğini dile getirdi.   “Asgari ücret ne matematikle, ne çarşı pazar gerçeğiyle, ne de vicdanla yan yana gelmektedir” diyen Acar, enflasyonun yakıcılığı görmezden gelinerek belirlenen bu ücretin halka açıkça “aç kal” demek anlamına geldiğini söyledi. Asgari ücretin ülkede fiilen genel ücret haline getirildiğine dikkat çekti. 2025’TE ARA ZAM VERİLMEDİ Sadık Acar, hükümetin asgari ücreti belirlerken ekonomik gerçeklerden çok seçim takvimine baktığını ifade ederek, 2025’te yüzde 44,4 enflasyona karşılık yüzde 30 zam yapıldığını, ara zam dahi verilmediğini hatırlattı. Bu yıl da enflasyonun yüzde 30’un altına düşmeyeceği açıkken zammın yüzde 27’de tutulduğunu vurguladı.   Anayasa’nın açık hükmüne rağmen çalışanların geçim koşullarının göz ardı edildiğini söyleyen Acar, “İki yıldır asgari ücret enflasyonun gerisinde bırakılmıştır. Buna rağmen ‘ülkenin ekonomik durumu gözetildi’ demek mümkün değildir” dedi. Bütçe görüşmeleri sırasında iktidarın Türkiye ekonomisini övgüyle anlattığını hatırlatan Acar, “Gelişmiş ülke olduğumuzu söylüyorsanız, emekçinize de gelişmiş ülkeye yakışır ücret vermek zorundasınız. Bu Anayasa’nın emridir” diye konuştu.   Yeni asgari ücretin yaklaşık 550 Euro olduğunu belirten Acar, Avrupa ülkelerindeki rakamları hatırlatarak, “İrlanda’da 2 bin 340, Hollanda’da 2 bin 245, Almanya’da 2 bin 161 Euro. Gelişmiş ülkeyiz deyip emekçiye az gelişmiş ülke ücreti ödemek hangi ahlaka sığar?” ifadelerini kullandı.   28 bin 75 liranın bekar bir çalışanın bile geçimini sağlamaktan uzak olduğunu dile getiren Acar, iktidarın asgari ücreti belirlerken yalnızca sermayeye maliyet hesabı yaptığını söyledi. Ücretin sadece 5 bin 971 lira artırılmasının, emeğe bakışın açık göstergesi olduğunu vurguladı.   Birleşik Kamu-İş olarak altını çizdiklerini söyleyen Acar, Meclis’ten geçen bütçenin emekçiyi ve emekliyi yok sayan, yoksulluğu kalıcı hale getiren bir tercihler bütçesi olduğunu ifade etti. “Toplu sözleşmede sağır, asgari ücrette kör olan iktidar, bütçede de tercihini sermayeden yana kullanmıştır” dedi.   Hak arama mücadelesinin baskılarla engellenmeye çalışıldığını belirten Acar, Birleşik Kamu-İş’in kamu emekçilerinin ve emeklilerin sesi olmaktan vazgeçmeyeceğini söyledi. “Yoksulluğu dayatan bu düzene boyun eğmeyeceğiz” diyen Sadık Acar, sebebi olmadıkları krizin faturasını ödemeyeceklerini ve emeğin hakkını alana kadar mücadeleyi büyüteceklerini kamuoyuna ilan etti.