SES Antalya: “Aile Sağlığı Merkezleri’nde tablo giderek ağırlaşıyor”

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şube Eş Başkanı Kaan Taşer, aile hekimliği sisteminde derinleşen sorunlara dikkat çekmek amacıyla SES Antalya Şube binasında basın toplantısı düzenledi. Taşer, Aile Sağlığı Merkezleri’nde (ASM) hem sağlık çalışanlarının hem de yurttaşların ciddi bir çıkmazla karşı karşıya bırakıldığını belirterek, “Haklarımız ve halkın sağlığı için buradayız, geri adım atmayacağız” dedi.

Aile hekimleri, ebe, hemşire ve diğer aile sağlığı çalışanlarının sorunlarının 2025’in son ayında da artarak sürdüğünü vurgulayan Taşer, mevcut sağlık politikalarının çözüm üretmekten uzak kaldığını söyledi. ASM’lerde sunulan hizmetin niteliğinin her geçen gün gerilediğini ifade eden Taşer, “Gidişat iyi değil. Hem sağlık emekçileri hem de hizmet alan yurttaşlar açısından durum son derece kaygı verici” diye konuştu. “Sesimizi duyurmak için defalarca iş bırakmak zorunda kaldık” Sağlık çalışanlarının taleplerini görünür kılmak için istemedikleri halde dört kez 14 gün iş bırakma eylemi yaptıklarını hatırlatan Taşer, Sağlık Bakanlığı’nın bu sürece yapıcı yanıtlar vermediğini dile getirdi. Bakanlığın sorunları çözmek yerine cezalar ve performans kesintileriyle karşılık verdiğini belirten Taşer, “Bu yaklaşım, sağlık sisteminin yönetilemediğinin açık göstergesidir” ifadelerini kullandı. 30 Ekim 2024’te yürürlüğe giren Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’ne tüm sağlık meslek örgütlerinin itiraz ettiğini anımsatan Taşer, buna rağmen düzenlemenin uygulamaya sokulduğunu söyledi. Performansa dayalı ödeme sistemiyle iş güvencesinin zayıflatıldığını ve ASM’lerin çağrı merkezine dönüştürüldüğünü belirten Taşer, “Bu düzenleme hem çalışanlara hem topluma zarar veriyor. Biz buna ‘Eziyet Yönetmeliği’ diyoruz” dedi. “Amaç ödeme yapmak değil, kesinti yapmak” Aşı uygulamaları, bebek ve gebe izlemleri, kronik hastalık takibi, reçete oranları ve memnuniyet anketleri gibi kriterlerin iş yükünü katladığını dile getiren Taşer, performans ödemelerinin toplam ücretin yaklaşık yüzde 60’ını oluşturduğunu söyledi. Taşer, “Bu sistem ücret vermek için değil, ücretleri budamak için kurulmuştur. Bunu reddediyoruz” diye konuştu. Ebe ve hemşirelerin tavan ödeme gerekçesiyle mağdur edildiğini, aile hekimlerinden bordro bilgilerinin gizlenmesi yoluyla yüz milyonlarca liralık kesinti yapıldığını savunan Taşer, Sağlık Bakanı’na çağrıda bulunarak, “Son bir yılda kesilen bu paralar nereye gitti?” sorusunu yöneltti. “Sözler havada kaldı” Sağlık Bakanı’nın aile hekimlerine ayrılan sürenin arttığı yönündeki açıklamalarını da eleştiren Taşer, hekim sayısı artmadan muayene sayılarının yükselmesinin mümkün olmadığını ifade etti. ASM yapımına ilişkin verilen vaatlerin de yerine getirilmediğini söyleyen Taşer, “Bir yıl içinde yapılacağı söylenen 1000 ASM’yi hâlâ göremiyoruz” dedi. Bağışıklama eğitimleri sırasında gerekli altyapının sağlanmadığını belirten Taşer, Aşı Takip Sistemi, aşı dolapları ve ısı izleme sistemlerindeki eksikliklere dikkat çekti. HPV aşısının uygulanmasına yönelik belirsizliğin de devam ettiğini sözlerine ekledi. “Tükenen sadece biz değiliz” Sağlık emekçilerinin tanı koymakta ve tedavi süreçlerini yürütmekte zorlandığını dile getiren Taşer, kanser taraması yapılan hastaların aylarca beklemek zorunda kaldığını söyledi. “Her gün hem biz hem de hastalarımız tükeniyoruz. Sürekli veri girişi yapmaktan başka bir şey yapamaz hale geldik. Ay sonunda ne kadar ücret alacağımızı bilmiyoruz ve bu gelirle geçinemiyoruz” dedi. Bu yönetmeliğin amacının sağlık çalışanlarını daha düşük ücretle, daha ağır koşullarda çalıştırmak olduğunu savunan Taşer, bunun çalışanların motivasyonunu düşürdüğünü ve halkın nitelikli sağlık hizmetine erişimini zorlaştırdığını vurguladı. “Mücadele devam edecek” SES Antalya Şube Başkanı Kaan Taşer, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Halkımıza eşit, ücretsiz, nitelikli ve koruyucu birinci basamak sağlık hizmeti sunmak istiyoruz. Performansa dayalı olmayan, emekliliğe yansıyan tek kalem maaş, adil vergi sistemi ve güvenli ASM’ler talep ediyoruz. Sağlık emekçilerinin hakları ve toplumun sağlık hakkı için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”