Burcu Çalışkan
Köşe Yazarı
Burcu Çalışkan
 

Güven dediğin parayla satın alınmıyor

  İnsanların, karşılıklı ilişkileri güven üzerine kuruludur. Kimse hayal kırıklığına uğramak istemez. Güven olgusu, güvenilen kişiye bir biçimde bağımlı olmak anlamına gelse de bir çoğunun duyduğu gözü kapalı güven ile özerk hareket edebilir hale geldiğimizde başkalarına duyduğumuz, duymayı öğrendiğimiz güven arasında iki temel fark vardır. Aslında birine tamamen bağımlı olmak ve hayatını onun isteğine ve iyi niyetine teslim etmek bir şeydir; beklentilerimizi karşılayamayacağını, istediğimizde yanımızda olamayacağını, hatta kimi zaman güvenimizi kötüye kullanabileceğini bildiğimiz insanlara güvenmenin bizi içine soktuğu savunmasızlık durumunu kabul etmek başka bir şeydir… İnsan, hayatta ne olursa olsun güvenmek ister. Ailesine, arkadaşlarına, birlikte hayatı paylaştığı insana… Ama her zaman güvenmenin karşılığını alamazsınız. Düşündükleriniz ya da yaşamak istediğiniz durumun aksini yaşatıp güveni kaybettiğinizde mutlaka size bir yıkım yaşatır. Manevi olarak sizi çökertir bu durum. Karşınızdaki insana kendinizden daha çok güvenirsiniz, güvenirsiniz ama ansızın bir açığını size yanlışını görünce bütün benliğiniz kafanızdaki her şey dağılır gider. İnsanoğlunun her daim güvenmek istemesinin sebebi bir şeylerin eksik kalacağından korktuğu için ya da tek başına kalmak istemediğindendir bana göre… Ve defalarca güvenir bu yüzden…   Asıl sıkıntı ne kadar güvendiğindedir aslında. Sonsuz güven her daim sorun yaratacaktır. Kişi kendine bile bu denli güven duymamalıdır ki bir şeyler ters gitmeye başladığında yıkımlar büyük olur, toparlayamaz. Bir insana güvenmek, ona teslim olmak kendin gibi sanıp sırtını yaslamak … Kimine göre yanlış olabilir ama öyle bir güvenirsin ki sanki sana asla yanlışı olmayacak gibi hisseder duyguların mantığın önüne geçer anda aklınla değil hislerinle sürdürürsün yaşadıklarını. Güvenmek sevmekten daha önce gelir. İlk önce güvenle başlarsın her şeye sonrası çorap söküğü gibi dizilir arkasından. Ama güven oturmazsa arkadan gelenlerin hiç bir kıymeti yoktur. Olduğu yerde bırak kalsın dersin ve usulca çekilirsin bir kenara. Kendini güvensizliğe de çok güvenmeye de alıştırmamalı insan.   Gün gelir güvenmediğin insan seni şaşırtır. Mutlu eder. Güvenip arkasına sığındığında yerle bir eder.   Kıymetli bir arkadaşım bu konuyla ilgili; Hayat güven duygusunu koruyabilenlerin omuzlarında yükselir der… İnsan önce, kendine sonra yürüdüğü yola güvenmeli. Karşılaştığı her zorluk, içindeki güveni sarsmak için değil,onu daha da güçlendirmek için var diye devam etti. En can alıcı noktası da burası… Ve ekledi; UNUTMA EN SAĞLAM KÖPRÜLER EN SERT RÜZGÂRLARDA SINANIR…   UNUTMA SEVGİLİ OKUYUCU; ‘’ KİMSEYE, SANA İHANET ETMESİNE İZİN VERECEK KADAR GÜVENME’’
Ekleme Tarihi: 29 April 2025 - Tuesday
Burcu Çalışkan

Güven dediğin parayla satın alınmıyor

 

İnsanların, karşılıklı ilişkileri güven üzerine kuruludur. Kimse hayal kırıklığına uğramak istemez. Güven olgusu, güvenilen kişiye bir biçimde bağımlı olmak anlamına gelse de bir çoğunun duyduğu gözü kapalı güven ile özerk hareket edebilir hale geldiğimizde başkalarına duyduğumuz, duymayı öğrendiğimiz güven arasında iki temel fark vardır.

Aslında birine tamamen bağımlı olmak ve hayatını onun isteğine ve iyi niyetine teslim etmek bir şeydir; beklentilerimizi karşılayamayacağını, istediğimizde yanımızda olamayacağını, hatta kimi zaman güvenimizi kötüye kullanabileceğini bildiğimiz insanlara güvenmenin bizi içine soktuğu savunmasızlık durumunu kabul etmek başka bir şeydir…

İnsan, hayatta ne olursa olsun güvenmek ister. Ailesine, arkadaşlarına, birlikte hayatı paylaştığı insana…

Ama her zaman güvenmenin karşılığını alamazsınız. Düşündükleriniz ya da yaşamak istediğiniz durumun aksini yaşatıp güveni kaybettiğinizde mutlaka size bir yıkım yaşatır. Manevi olarak sizi çökertir bu durum. Karşınızdaki insana kendinizden daha çok güvenirsiniz, güvenirsiniz ama ansızın bir açığını size yanlışını görünce bütün benliğiniz kafanızdaki her şey dağılır gider.

İnsanoğlunun her daim güvenmek istemesinin sebebi bir şeylerin eksik kalacağından korktuğu için ya da tek başına kalmak istemediğindendir bana göre…

Ve defalarca güvenir bu yüzden…

 

Asıl sıkıntı ne kadar güvendiğindedir aslında. Sonsuz güven her daim sorun yaratacaktır. Kişi kendine bile bu denli güven duymamalıdır ki bir şeyler ters gitmeye başladığında yıkımlar büyük olur, toparlayamaz. Bir insana güvenmek, ona teslim olmak kendin gibi sanıp sırtını yaslamak …

Kimine göre yanlış olabilir ama öyle bir güvenirsin ki sanki sana asla yanlışı olmayacak gibi hisseder duyguların mantığın önüne geçer anda aklınla değil hislerinle sürdürürsün yaşadıklarını. Güvenmek sevmekten daha önce gelir. İlk önce güvenle başlarsın her şeye sonrası çorap söküğü gibi dizilir arkasından.

Ama güven oturmazsa arkadan gelenlerin hiç bir kıymeti yoktur. Olduğu yerde bırak kalsın dersin ve usulca çekilirsin bir kenara. Kendini güvensizliğe de çok güvenmeye de alıştırmamalı insan.

 

Gün gelir güvenmediğin insan seni şaşırtır. Mutlu eder. Güvenip arkasına sığındığında yerle bir eder.

 

Kıymetli bir arkadaşım bu konuyla ilgili; Hayat güven duygusunu koruyabilenlerin omuzlarında yükselir der…

İnsan önce, kendine sonra yürüdüğü yola güvenmeli. Karşılaştığı her zorluk, içindeki güveni sarsmak için değil,onu daha da güçlendirmek için var diye devam etti.

En can alıcı noktası da burası… Ve ekledi; UNUTMA EN SAĞLAM KÖPRÜLER EN SERT RÜZGÂRLARDA SINANIR…

 

UNUTMA SEVGİLİ OKUYUCU;

‘’ KİMSEYE, SANA İHANET ETMESİNE İZİN VERECEK KADAR GÜVENME’’

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.