Bu hafta yazımda aslında tüm anne, babaların isyanı haline gelmiş bir durumdan bahsedeceğim.
Biliyorsunuz ki yaz geldi ya, çocuklar “Oh okul bitti!” diye sevindi, bizlerde de “Oh, sabah erkenden kalkmayacağız.” düşüncesi ile sevindik ama… Maalesef ki çocuklar ekranlara yapıştı kaldılar vallahi!
Sabah bir kalkıyorum, ellerinde telefon, tablette farklı bir şey, oyunmuş… Sabahtan akşama kadar yemek saatinde bile göz göze gelmiyoruz çocuklarla ki emimin bu durum artık her evde aynı durumda. Şimdi bu durumu inkâr edenler falan da çıkacaktır muhakkak ben çocuğuma izin vermiyorum diye...
Evet, belki telefon vermiyor olabilirsiniz ama TV karşısından da alamıyorsunuz çocuklarınızı...
Eskiden sokaktan eve çağırırdık gelmezlerdi çocuklarımız hatta şöyle düşünüyorum da nerde bizim çocukluklar annelerimiz balkondan seslenirdi çoğu zaman duymazdan gelirdik ki biraz daha fazla oyun oynayabilelim diye, şimdi ki nesili de dışarı çıkmaya ikna edemiyoruz. “Hadi çık, bisiklete bin, top oyna” diyorsun, “Sonra” diyor, “Bir el daha” diyor, bir eller sonralar hiç bitmiyor, bir bakmışsın akşam olmuş oluyor.
Çocuk haklı mı? Evet, bir yerde çocuk ta haklı, sıcakta dışarısı yanıyor, arkadaş bulmak zor, dışarı da türlü türlü insan dolaşıyor eskisi gibi güvenilir alan bulunmuyor her tarafta arabalar hızlı hızlı geçiyor, parklar desen alkol alan uyuşturucu kullanan insanlarla dolup taşıyor kısacası oyun alanı daralıyor hatta olmuyor. Ama biz de haklıyız, gözleri bozulacak, kambur olacak, kafa hep sanal âlemde kalacak gerçek hayattan uzak da büyüyüp gidecekler diye korkuyoruz.
Peki, bizler anne baba olarak ne yapacağız?
Önce çocuklarımıza kendimiz örnek olacağız arkadaş. Sabah akşam biz de telefona bakarsak TV izlersek sosyal hayatımız olmazsa çocuk niye bıraksın? Kahvaltıya oturunca telefonu bir kenara koyacağız, akşam otururken bir saat “ekransız vakit” diye anlaşma yapacağız. Birlikte vakit geçireceğiz oturacağız kitap okuyacağız dışarı çıkamıyorlar ise evde oyun türeteceğiz mesela oturup onlarla çocuk olacağız bebekle mi oynamak istiyorlar oynayacağız araba mı tamir edilecek edeceğiz... Bizler de onları ertelemeyeceğiz.
Mahallede 2-3 komşu bir araya gelip çocukları parka götürsek, ip atlatsak, yakar top oynatsak fena mı olur? Çocuk hem hareket eder hem arkadaşlık eder. Yaz akşamları balkon sohbetini unuttuk, hadi çıkalım azıcık çekirdek çıtlatmaya, onlar da oynasın diyeceğiz.
Bir de şu var: Tableti tamamen yasaklamak da çocuklarda maalesef ki işe yaramıyor. İnadına daha çok bakmak istiyorlar sürekli oyuna giriyorlar. Saat sınırı koyup “Bu kadar, sonra beraber oyun oynayacağız ” dersen bir nebze işe yarıyor. Ben denedim, telefondan çizelge yaptık, bakıyor, “Daha hakkım var mı?” diyor. İşe yarıyor vallahi.
Daha önemlisi, çocuk sıkılmayı da öğrenecek. Sıkılmadan hayal kurmayı öğrenmiyor ki insan. Her canı sıkıldığında tablet verince akıl tembelleşiyor.
Yaz tatili bir fırsat. Hem çocuklarla vakit geçirmek hem de o ekran illetinden biraz uzak tutmak için büyük bir fırsat. Biz bu ekran işini bir dengede tutmazsak, yarın çocuk büyüyünce “Anne, baba, bizim niye anımız yok?” derse hiç birimiz cevap veremeyeceğiz.
Kıymetini bilelim bu günlerimizin çocuklarımız tekrar bu yaslarda olmayacaklar bizler bu yaslarımızda olamayacağız, yazın çocuğu biraz toprakla buluşturalım, yüzüne güneş değsin, ayağı toprağa bassın, akşam uyurken mutlu yatsın. Yani kısacası
Tablet, telefon cebimizde kalsın, çocuk gönlümüzde kalsın.
Sağlıcakla kalın!