Gamze Pelin Demircan
Köşe Yazarı
Gamze Pelin Demircan
 

Arama Kurtarmanın Önemi, Depremde Arama Kurtarmada ve Arazide Arama Kurtarmada STK’ların Rolü

Afetler, doğrudan insan yaşamını tehdit eden ve toplumların sosyal, ekonomik ve psikolojik yapısını derinden etkileyen olaylardır. Bu süreçte arama kurtarma faaliyetleri, afetzedelerin hayatta kalabilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Deprem gibi kentsel afetlerde veya dağ, orman, sel gibi doğal ortamlarda yürütülen arama kurtarma çalışmaları, yalnızca devlet kurumlarının değil, aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarının (STK) da aktif katılımıyla etkinlik kazanmaktadır. Bu yazımda, arama kurtarmanın önemi, deprem ve arazide yürütülen arama kurtarma çalışmalarının dinamikleri ile STK’ların bu süreçlerdeki işlevi ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Arama kurtarma, deprem, afet yönetimi, sivil toplum kuruluşları, afet dayanıklılığı. Giriş Afetler, modern toplumların en büyük sınavlarından biridir. Özellikle Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan ülkelerde, arama kurtarma faaliyetleri yalnızca acil müdahale değil, aynı zamanda toplumsal güvenliğin bir parçası olarak görülmelidir . Arama kurtarma, uluslararası literatürde “Search and Rescue” (SAR) olarak tanımlanmakta ve bir afet ya da kaza sonrası kayıp, mahsur veya yaralı kişilerin bulunarak güvenli alana tahliye edilmesi sürecini ifade etmektedir . Bu faaliyetlerin önemi, yalnızca can kayıplarını azaltmakla sınırlı değildir; aynı zamanda toplumsal dayanıklılığı artırma, psikolojik iyileşme sürecine katkı ve afet sonrası yeniden yapılanmanın hızlanması gibi çok boyutlu etkiler içerir. Arama Kurtarmanın Önemi Arama kurtarma çalışmalarının önemini ortaya koyan başlıca faktörler şunlardır: 1. Kritik Zaman Faktörü (İlk 72 Saat): Afet sonrası enkaz altında kalan kişilerin yaşam şansı, özellikle ilk 72 saat içinde yapılan müdahalelerle doğrudan ilişkilidir . 2. Profesyonel Müdahale İhtiyacı: Yanlış yöntemlerle yapılan kurtarma girişimleri, hayatta kalma şansı olan kişilerin yaşamını tehlikeye atabilir. Bu nedenle eğitimli ve donanımlı ekiplerin varlığı zorunludur. 3. Psikososyal Boyut: Afetzedeler için kurtarma ekiplerinin varlığı, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda moral ve umut açısından da hayati değer taşır . 4. Toplumsal Güvenlik ve Dayanıklılık: Etkin arama kurtarma çalışmaları, toplumun devlete ve sivil kurumlara olan güvenini artırır. Depremde Arama Kurtarma Türkiye, jeolojik yapısı nedeniyle sık sık büyük yıkımlara yol açan depremlerle karşı karşıya kalmaktadır. Deprem sonrası arama kurtarma çalışmalarında şu unsurlar ön plana çıkar: - Hızlı Müdahale: Enkaz altındaki kişilerin kurtarılmasında zaman faktörü belirleyicidir. - Teknoloji Kullanımı: Termal kameralar, akustik dinleme cihazları, insansız hava araçları (drone) ve eğitimli köpekler, hayatta kalanların tespitinde kritik rol oynar. - Entegre Afet Yönetimi: Kurtarma çalışmaları, sağlık hizmetleri, güvenlik ve lojistikle entegre yürütülmelidir. 1999 Marmara Depremi ve 2023 Kahramanmaraş Depremleri, Türkiye’de arama kurtarma kapasitesinin geliştirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymuştur . Arazide Arama Kurtarma Depremler dışında dağcılık kazaları, kaybolma vakaları, sel ve orman yangınları gibi doğa kaynaklı olaylarda da arama kurtarma faaliyetleri yürütülmektedir. - Coğrafi Zorluklar: Dağlık alanlar, ormanlar veya mağaralar, kurtarma operasyonlarını teknik açıdan daha karmaşık hale getirir. - Özel Eğitim: Doğa koşullarına uygun eğitim, yön bulma, iz sürme, ip teknikleri ve ilk yardım bilgisi gereklidir . - Süreklilik: Kaybolma vakaları günler sürebilir, bu nedenle lojistik destek ve sabırlı organizasyon kritik önemdedir. STK’ların Arama Kurtarmadaki Rolü Arama kurtarmada STK’ların işlevi, yalnızca sahadaki fiili müdahale ile sınırlı değildir. Eğitim, farkındalık, gönüllülük ve toplumsal dayanışmayı örgütleme gibi çok yönlü katkılar sunarlar. 1. Hızlı ve Esnek Müdahale: Gönüllü ekiplerden oluşan STK’lar, afet bölgesine çoğu zaman devlet kurumlarından daha hızlı ulaşabilmektedir. 2. Eğitim ve Hazırlık Çalışmaları: STK lar ve  kuruluşlar, afet öncesi toplumda farkındalık yaratmakta ve gönüllüleri eğitmektedir. 3. Devletle İş Birliği: STK’lar, AFAD ve yerel yönetimlerle koordineli çalışarak kapasiteyi artırmaktadır. 4. Toplumsal Dayanışma: STK’lar, afet bölgelerinde hem maddi hem de manevi destek sağlayarak toplumun afet sonrası toparlanmasına katkıda bulunur. 5. Uluslararası Bağlantılar: Birçok STK, yabancı ekiplerle iş birliği yaparak bilgi ve tecrübe paylaşımını güçlendirmektedir.   Arama kurtarma, afet yönetiminin en kritik aşamasıdır. Deprem ve arazi şartlarında yürütülen çalışmalar, yalnızca teknik bilgi değil; aynı zamanda yüksek koordinasyon, toplumsal dayanışma ve güçlü bir gönüllülük ruhu gerektirir. Türkiye’de STK’ların bu süreçte oynadığı rol, devlet kapasitesini tamamlayıcı ve çoğu zaman hızlandırıcı bir işlev görmektedir. Afetlere karşı daha dirençli bir toplum inşa edebilmek için, devlet-STK iş birliğinin güçlendirilmesi ve gönüllülerin sürekli olarak eğitilmesi elzemdir. Sonuç olarak, her kurtarılan hayat, kolektif çabanın bir ürünüdür. Afetler karşısında güçlü bir toplum olmanın yolu, dayanışma ve hazırlıktan geçmektedir. Bilinçlenmeli öğrenmeli ve gönüllü olmalıyız . Afetsiz zamanlar dilerim .
Ekleme Tarihi: 09 Ekim 2025 -Perşembe
Gamze Pelin Demircan

Arama Kurtarmanın Önemi, Depremde Arama Kurtarmada ve Arazide Arama Kurtarmada STK’ların Rolü

Afetler, doğrudan insan yaşamını tehdit eden ve toplumların sosyal, ekonomik ve psikolojik yapısını derinden etkileyen olaylardır. Bu süreçte arama kurtarma faaliyetleri, afetzedelerin hayatta kalabilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Deprem gibi kentsel afetlerde veya dağ, orman, sel gibi doğal ortamlarda yürütülen arama kurtarma çalışmaları, yalnızca devlet kurumlarının değil, aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarının (STK) da aktif katılımıyla etkinlik kazanmaktadır. Bu yazımda, arama kurtarmanın önemi, deprem ve arazide yürütülen arama kurtarma çalışmalarının dinamikleri ile STK’ların bu süreçlerdeki işlevi ele alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: Arama kurtarma, deprem, afet yönetimi, sivil toplum kuruluşları, afet dayanıklılığı.

Giriş

Afetler, modern toplumların en büyük sınavlarından biridir. Özellikle Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan ülkelerde, arama kurtarma faaliyetleri yalnızca acil müdahale değil, aynı zamanda toplumsal güvenliğin bir parçası olarak görülmelidir .

Arama kurtarma, uluslararası literatürde “Search and Rescue” (SAR) olarak tanımlanmakta ve bir afet ya da kaza sonrası kayıp, mahsur veya yaralı kişilerin bulunarak güvenli alana tahliye edilmesi sürecini ifade etmektedir . Bu faaliyetlerin önemi, yalnızca can kayıplarını azaltmakla sınırlı değildir; aynı zamanda toplumsal dayanıklılığı artırma, psikolojik iyileşme sürecine katkı ve afet sonrası yeniden yapılanmanın hızlanması gibi çok boyutlu etkiler içerir.

Arama Kurtarmanın Önemi

Arama kurtarma çalışmalarının önemini ortaya koyan başlıca faktörler şunlardır:

1. Kritik Zaman Faktörü (İlk 72 Saat): Afet sonrası enkaz altında kalan kişilerin yaşam şansı, özellikle ilk 72 saat içinde yapılan müdahalelerle doğrudan ilişkilidir .
2. Profesyonel Müdahale İhtiyacı: Yanlış yöntemlerle yapılan kurtarma girişimleri, hayatta kalma şansı olan kişilerin yaşamını tehlikeye atabilir. Bu nedenle eğitimli ve donanımlı ekiplerin varlığı zorunludur.
3. Psikososyal Boyut: Afetzedeler için kurtarma ekiplerinin varlığı, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda moral ve umut açısından da hayati değer taşır .
4. Toplumsal Güvenlik ve Dayanıklılık: Etkin arama kurtarma çalışmaları, toplumun devlete ve sivil kurumlara olan güvenini artırır.

Depremde Arama Kurtarma

Türkiye, jeolojik yapısı nedeniyle sık sık büyük yıkımlara yol açan depremlerle karşı karşıya kalmaktadır. Deprem sonrası arama kurtarma çalışmalarında şu unsurlar ön plana çıkar:

- Hızlı Müdahale: Enkaz altındaki kişilerin kurtarılmasında zaman faktörü belirleyicidir.
- Teknoloji Kullanımı: Termal kameralar, akustik dinleme cihazları, insansız hava araçları (drone) ve eğitimli köpekler, hayatta kalanların tespitinde kritik rol oynar.
- Entegre Afet Yönetimi: Kurtarma çalışmaları, sağlık hizmetleri, güvenlik ve lojistikle entegre yürütülmelidir.

1999 Marmara Depremi ve 2023 Kahramanmaraş Depremleri, Türkiye’de arama kurtarma kapasitesinin geliştirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymuştur .

Arazide Arama Kurtarma

Depremler dışında dağcılık kazaları, kaybolma vakaları, sel ve orman yangınları gibi doğa kaynaklı olaylarda da arama kurtarma faaliyetleri yürütülmektedir.

- Coğrafi Zorluklar: Dağlık alanlar, ormanlar veya mağaralar, kurtarma operasyonlarını teknik açıdan daha karmaşık hale getirir.
- Özel Eğitim: Doğa koşullarına uygun eğitim, yön bulma, iz sürme, ip teknikleri ve ilk yardım bilgisi gereklidir .
- Süreklilik: Kaybolma vakaları günler sürebilir, bu nedenle lojistik destek ve sabırlı organizasyon kritik önemdedir.

STK’ların Arama Kurtarmadaki Rolü

Arama kurtarmada STK’ların işlevi, yalnızca sahadaki fiili müdahale ile sınırlı değildir. Eğitim, farkındalık, gönüllülük ve toplumsal dayanışmayı örgütleme gibi çok yönlü katkılar sunarlar.

1. Hızlı ve Esnek Müdahale: Gönüllü ekiplerden oluşan STK’lar, afet bölgesine çoğu zaman devlet kurumlarından daha hızlı ulaşabilmektedir.
2. Eğitim ve Hazırlık Çalışmaları: STK lar ve  kuruluşlar, afet öncesi toplumda farkındalık yaratmakta ve gönüllüleri eğitmektedir.
3. Devletle İş Birliği: STK’lar, AFAD ve yerel yönetimlerle koordineli çalışarak kapasiteyi artırmaktadır.
4. Toplumsal Dayanışma: STK’lar, afet bölgelerinde hem maddi hem de manevi destek sağlayarak toplumun afet sonrası toparlanmasına katkıda bulunur.
5. Uluslararası Bağlantılar: Birçok STK, yabancı ekiplerle iş birliği yaparak bilgi ve tecrübe paylaşımını güçlendirmektedir.

 

Arama kurtarma, afet yönetiminin en kritik aşamasıdır. Deprem ve arazi şartlarında yürütülen çalışmalar, yalnızca teknik bilgi değil; aynı zamanda yüksek koordinasyon, toplumsal dayanışma ve güçlü bir gönüllülük ruhu gerektirir. Türkiye’de STK’ların bu süreçte oynadığı rol, devlet kapasitesini tamamlayıcı ve çoğu zaman hızlandırıcı bir işlev görmektedir. Afetlere karşı daha dirençli bir toplum inşa edebilmek için, devlet-STK iş birliğinin güçlendirilmesi ve gönüllülerin sürekli olarak eğitilmesi elzemdir. Sonuç olarak, her kurtarılan hayat, kolektif çabanın bir ürünüdür. Afetler karşısında güçlü bir toplum olmanın yolu, dayanışma ve hazırlıktan geçmektedir.

Bilinçlenmeli öğrenmeli ve gönüllü olmalıyız .

Afetsiz zamanlar dilerim .

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.