Berna Deveci
Köşe Yazarı
Berna Deveci
 

AĞUSTOS'TA BAŞLAYAN ZAFER EYLÜL'DE BİTMEZ

Bizim coğrafyaya Eylül ayı pek güzel gelir. Yazın kavurucu sıcaklarının yerini huzurlu ılık rüzgarlar alır. Kâh romantik, kâh kadifemsi genellikle dingin ve sakin. Bitiş ile başlangıcın en güzel halidir Eylül ayı. Coğrafyaya güzel gelir gelmesine de insanlar öyle mi hisseder? Yok. Gözlerini, kulaklarını kapatan, başını kumlara gömenler hariç huzuru, dinginliği hisseden pek olmaz buralarda. 106 yıl önce de durum farklı değildi. Üzücü olan da bu zaten. Cumhuriyetin 100. Yılını devirmişiz ama makus talihimizi bir türlü alt edemiyoruz(!) 106 yıl önce bugün 4 Eylül 1919'da yine Türk halkı ne güzelim ılık Eylül rüzgarlarının gölgesinde şöyle ayaklarını uzatıp huzuru bulabilmişti ne de sevdiğiyle el ele huzurlu bir gün geçirmişti. İki ateş (Saray ve topraklarına göz dikmiş devletler) arasında kalmış, yaklaşık on yılı bulan savaşların sonunda kime güveneceğini bilmeden oradan oraya savrulmuştu. Hangi huzurdan bahsedilebilirdi. Hissedilebilirdi ki. Mustafa Kemal olabilir miydi öyle hissettirecek lider? Askerlikten istifa etmiş, kimseden korkmadan anlatıyor, örgütlüyor, dur durak bilmeden Anadolu'yu karış karış geziyordu. Bir ihtimal kalmıştı zaten. Elde avuçta da başkaca bir şey yoktu. Çaresiz inandı halk ona. Sarıldı Mustafa Kemal'e. İyi bir şeyler olsundu artık. Gerçekten de kimsenin tahammülü kalmamıştı artık. Yoksulluk diz boyuydu. Kafasını çeviren umutsuzluk duvarına tosluyordu. Havza, Amasya, Erzurum derken her toplantıda biraz daha birleşen halk, Mustafa Kemal başkanlığında değişim, özgürlük, adalet dedi yüksek sesle. Bu nedenle 4 Eylül 1919 Sivas Kongresi, bir dönüm noktasıdır Türk Tarihi açısından: "Milli sınırları içinde vatanın bölünmez bütünlüğü, parçalanamayacağı, her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı milletin birlikte kendisini savunacağı, İstanbul'daki hükümetin bir baskı karşısında memleketin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve kararın alındığı, Kuvay-ı Milliye’nin tek kuvvet tanındığı ve milli iradeyi hâkim kılmanın esas olduğu, Milli iradeyi temsil etmek üzere, Meclis-i Mebusan’ın derhal toplanmasının mecburiyeti, aynı amaç ile kurulmuş milli vicdandan doğan cemiyetlerin “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirildiği, genel teşkilatı idare ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından Temsil Heyetinin seçildiği"  ilan edilmişti. Hiç yabancı gelmedi değil mi bu cümleler. Sanki aynı şeyi yaşıyor gibiyiz. Pek o zaman biz 30 Ağustos’ta neyin Zafer Bayramı’nı kutladık?? Bugün 4 Eylül 2025. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın üzerinden sadece 4 gün geçti. Mutlu muyuz? Gururlu muyuz? Umutlu muyuz? Mustafa Kemal Paşa'nın yüz yıl önce söylediği cümleleri aslında pek de iyi anlamadığımızı düşünüyorum. Şu ünlü sözü bilmeyen yoktur: "Zafer, zafer benimdir diyenlerindir." Biz bu cümleyi yüzyıldır ülkemizi işgal etmek isteyen emperyal devletlere karşı verilmiş bir zaferin sonucunda söylenmiş bir özlü söz olarak algıladık. Ya içerideki düşmanlar? Her yıl 30 Ağustos törenlerinde pek saygıdeğer cumhurbaşkanının mozoleye arkasını dönüp gitmesi, askerler çelenk koyarken yalandan bile olsa o çelenge parmağını bile uzatmaması, nereden girdikleri meçhul bir grup kendini bilmezin Anıtkabirde'ki çirkin tezahüratları(!) Bugün 4 Eylül 2025 Sivas Kongresi’nin 106. Yıldönümü. Büyük Taarruz’un 103. Yıldönümünün üzerinden sadece 4 kısa gün geçti.  Hala vatanın bölünüp bölünmeyeceğini konuşuyoruz. Hala her türlü yabancı işgal ve müdahaleye karşı madenleri, ağaçları, topraklarımızı korumaya çalışıyoruz. Hala hükümetler ne yangınlarda ne depremlerde ne de diğer felaketlerde milleti savunamayacak durumda kalmakta, halk kendi tedbirlerini kendisi almaktadır. Damacanalar ile yangınlara müdahale edilmekte, depremde kendi çadırını kendi parası ile almaktadır. Hala vatanın bağımsızlığı ve bütünlüğü tehdit altındadır. Hala Kuvay-ı Milliye ruhu yok edilmeye çalışılmaktadır. Hala Milli irade temsil edilmemektedir. Hala halkın seçtikleri ve seçmek istedikleri görmezden gelinmektedir. Evet bugün hepimiz bir an bile olsun Eylül’ün o güzelim ılık huzurlu rüzgarını içimize çekmeliyiz. Ben öyle yapacağım. Çünkü o kadar büyük emeklerle kuruldu ki bu cumhuriyet onu hiçbir umutsuzluk, hiçbir olay gölgeleyemez. 26 Ağustos’un kavurucu sıcağında bir gece ansızın gelen zafer 9 Eylül’de güzel İzmir’in denizinde taçlanmıştı. Ağustos’ta gelen zaferi hangi çılgın Eylül’de sonlandırabilir şaşarım…  
Ekleme Tarihi: 04 Eylül 2025 -Perşembe
Berna Deveci

AĞUSTOS'TA BAŞLAYAN ZAFER EYLÜL'DE BİTMEZ

Bizim coğrafyaya Eylül ayı pek güzel gelir. Yazın kavurucu sıcaklarının yerini huzurlu ılık rüzgarlar alır. Kâh romantik, kâh kadifemsi genellikle dingin ve sakin. Bitiş ile başlangıcın en güzel halidir Eylül ayı.

Coğrafyaya güzel gelir gelmesine de insanlar öyle mi hisseder? Yok. Gözlerini, kulaklarını kapatan, başını kumlara gömenler hariç huzuru, dinginliği hisseden pek olmaz buralarda.

106 yıl önce de durum farklı değildi. Üzücü olan da bu zaten. Cumhuriyetin 100. Yılını devirmişiz ama makus talihimizi bir türlü alt edemiyoruz(!)

106 yıl önce bugün 4 Eylül 1919'da yine Türk halkı ne güzelim ılık Eylül rüzgarlarının gölgesinde şöyle ayaklarını uzatıp huzuru bulabilmişti ne de sevdiğiyle el ele huzurlu bir gün geçirmişti. İki ateş (Saray ve topraklarına göz dikmiş devletler) arasında kalmış, yaklaşık on yılı bulan savaşların sonunda kime güveneceğini bilmeden oradan oraya savrulmuştu. Hangi huzurdan bahsedilebilirdi. Hissedilebilirdi ki.

Mustafa Kemal olabilir miydi öyle hissettirecek lider? Askerlikten istifa etmiş, kimseden korkmadan anlatıyor, örgütlüyor, dur durak bilmeden Anadolu'yu karış karış geziyordu. Bir ihtimal kalmıştı zaten. Elde avuçta da başkaca bir şey yoktu. Çaresiz inandı halk ona. Sarıldı Mustafa Kemal'e. İyi bir şeyler olsundu artık. Gerçekten de kimsenin tahammülü kalmamıştı artık. Yoksulluk diz boyuydu. Kafasını çeviren umutsuzluk duvarına tosluyordu.

Havza, Amasya, Erzurum derken her toplantıda biraz daha birleşen halk, Mustafa Kemal başkanlığında değişim, özgürlük, adalet dedi yüksek sesle. Bu nedenle 4 Eylül 1919 Sivas Kongresi, bir dönüm noktasıdır Türk Tarihi açısından:

"Milli sınırları içinde vatanın bölünmez bütünlüğü, parçalanamayacağı, her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı milletin birlikte kendisini savunacağı, İstanbul'daki hükümetin bir baskı karşısında memleketin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve kararın alındığı, Kuvay-ı Milliye’nin tek kuvvet tanındığı ve milli iradeyi hâkim kılmanın esas olduğu, Milli iradeyi temsil etmek üzere, Meclis-i Mebusan’ın derhal toplanmasının mecburiyeti, aynı amaç ile kurulmuş milli vicdandan doğan cemiyetlerin “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirildiği, genel teşkilatı idare ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından Temsil Heyetinin seçildiği"  ilan edilmişti.

Hiç yabancı gelmedi değil mi bu cümleler. Sanki aynı şeyi yaşıyor gibiyiz. Pek o zaman biz 30 Ağustos’ta neyin Zafer Bayramı’nı kutladık??

Bugün 4 Eylül 2025. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın üzerinden sadece 4 gün geçti. Mutlu muyuz? Gururlu muyuz? Umutlu muyuz?

Mustafa Kemal Paşa'nın yüz yıl önce söylediği cümleleri aslında pek de iyi anlamadığımızı düşünüyorum. Şu ünlü sözü bilmeyen yoktur: "Zafer, zafer benimdir diyenlerindir." Biz bu cümleyi yüzyıldır ülkemizi işgal etmek isteyen emperyal devletlere karşı verilmiş bir zaferin sonucunda söylenmiş bir özlü söz olarak algıladık. Ya içerideki düşmanlar?

Her yıl 30 Ağustos törenlerinde pek saygıdeğer cumhurbaşkanının mozoleye arkasını dönüp gitmesi, askerler çelenk koyarken yalandan bile olsa o çelenge parmağını bile uzatmaması, nereden girdikleri meçhul bir grup kendini bilmezin Anıtkabirde'ki çirkin tezahüratları(!)

Bugün 4 Eylül 2025 Sivas Kongresi’nin 106. Yıldönümü. Büyük Taarruz’un 103. Yıldönümünün üzerinden sadece 4 kısa gün geçti.  Hala vatanın bölünüp bölünmeyeceğini konuşuyoruz. Hala her türlü yabancı işgal ve müdahaleye karşı madenleri, ağaçları, topraklarımızı korumaya çalışıyoruz. Hala hükümetler ne yangınlarda ne depremlerde ne de diğer felaketlerde milleti savunamayacak durumda kalmakta, halk kendi tedbirlerini kendisi almaktadır. Damacanalar ile yangınlara müdahale edilmekte, depremde kendi çadırını kendi parası ile almaktadır. Hala vatanın bağımsızlığı ve bütünlüğü tehdit altındadır. Hala Kuvay-ı Milliye ruhu yok edilmeye çalışılmaktadır. Hala Milli irade temsil edilmemektedir. Hala halkın seçtikleri ve seçmek istedikleri görmezden gelinmektedir.

Evet bugün hepimiz bir an bile olsun Eylül’ün o güzelim ılık huzurlu rüzgarını içimize çekmeliyiz. Ben öyle yapacağım. Çünkü o kadar büyük emeklerle kuruldu ki bu cumhuriyet onu hiçbir umutsuzluk, hiçbir olay gölgeleyemez. 26 Ağustos’un kavurucu sıcağında bir gece ansızın gelen zafer 9 Eylül’de güzel İzmir’in denizinde taçlanmıştı. Ağustos’ta gelen zaferi hangi çılgın Eylül’de sonlandırabilir şaşarım…  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Nihal Özden
(04.09.2025 13:36 - #480)
Emeklerinize sağlık, yine çok güzel bir yazı olmuş.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Mehmet
(04.09.2025 15:31 - #481)
Kaleminize sağlık Berna hanım...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.