Yunus Emre Tufan
Köşe Yazarı
Yunus Emre Tufan
 

Başarıya Giden Yolda Sabır Kültürü

Günümüz dünyasında her şey hız üzerine kurulu. Hızlı teslimat, hızlı tüketim, hızlı başarı hikâyeleri… Sanki ne kadar hızlı olursak o kadar başarılı olacağımıza inanıyoruz. Oysa pek çok alanda olduğu gibi girişimcilikte de asıl mesele hız değil, sabır. Sabır, çoğu zaman başarı kadar konuşulmaz. Çünkü sabır gösteren insan görünmezdir; hikâyesi gürültülü değildir. Sessizce çalışır, bekler, dener, yanılır, düzeltir. Ama başarıya giden gerçek yol, işte bu sessiz sürecin içinden geçer. Ben kendi yolculuğumda sabrın ne kadar hayati olduğunu defalarca gördüm. Bir projenin fikir aşamasından hayata geçişine kadar geçen süre, çoğu kişinin dışarıdan sandığından çok daha zahmetlidir. Birçok insan yalnızca sonucu görür; ortaya çıkan ürünü, hizmeti veya başarıyı… Ama o başarıyı mümkün kılan, arkada aylarca hatta yıllarca süren bir sabır birikimidir. Zinde Zihin’i kurarken de bu gerçeği çok net yaşadım. Deprem sonrası sahadan doğan bir dayanışmayı dijital bir sisteme dönüştürmek kolay değildi. Teknik süreçler, insan hikâyeleri, doğru uzmanları bir araya getirmek, sistemi erişilebilir hâle getirmek… Tüm bunlar zaman, emek ve en önemlisi sabır gerektirdi. Bazen ilerlemenin çok yavaş olduğunu düşündüğüm günler oldu, bazen de geriye dönüp baktığımda aslında her şeyin olması gereken hızda ilerlediğini fark ettim. Çünkü bazı şeyler hızla değil, ancak olgunlaşarak olur. Sabırsızlık, girişimcinin en büyük yanılgısıdır. Bir adımda başarı beklemek, bir gecede dönüşüm görmek, bir fikirle dünya değiştirmek… Gerçek hayat böyle işlemez. Her büyük iş, küçük adımların sabırla tekrar edilmesiyle oluşur. Bugün çevremde birçok genç girişimci görüyorum. Hepsinde büyük bir enerji, büyük bir potansiyel var. Ama aynı zamanda hızlı sonuç alma arzusu da baskın. Halbuki sabır, sadece beklemek değildir. Sabır, süreci kontrol edebilmektir. Zorlandığında pes etmemek, geciktiğinde umutsuzluğa kapılmamak ve her durumda yola devam edebilmektir. Girişimcilikte sabır, bir erdem değil, bir zorunluluktur. Çünkü sabır; düşünmeyi, öğrenmeyi, doğru karar almayı ve istikrarla ilerlemeyi sağlar. Bugün birçok markanın, birçok girişimin uzun yıllar ayakta kalabilmesinin tek nedeni budur. Belki de en önemlisi şu: Sabır, insanın kendisiyle olan ilişkisidir. Kendi hızını, kendi kapasitesini, kendi yolculuğunu kabul edebilme gücüdür. Ve bu güç, başarı kadar değerlidir. Haftaya sabır kültürünü tamamlayan bir konuya geçeceğim: “İstikrar: Büyük Hedeflerin Sessiz Taşıyıcısı.” Yunus Emre Tufan Zinde Zihin Kurucusu
Ekleme Tarihi: 03 Aralık 2025 -Çarşamba
Yunus Emre Tufan

Başarıya Giden Yolda Sabır Kültürü

Günümüz dünyasında her şey hız üzerine kurulu.

Hızlı teslimat, hızlı tüketim, hızlı başarı hikâyeleri…
Sanki ne kadar hızlı olursak o kadar başarılı olacağımıza inanıyoruz.
Oysa pek çok alanda olduğu gibi girişimcilikte de asıl mesele hız değil, sabır.

Sabır, çoğu zaman başarı kadar konuşulmaz.
Çünkü sabır gösteren insan görünmezdir; hikâyesi gürültülü değildir.
Sessizce çalışır, bekler, dener, yanılır, düzeltir.
Ama başarıya giden gerçek yol, işte bu sessiz sürecin içinden geçer.

Ben kendi yolculuğumda sabrın ne kadar hayati olduğunu defalarca gördüm.
Bir projenin fikir aşamasından hayata geçişine kadar geçen süre, çoğu kişinin dışarıdan sandığından çok daha zahmetlidir.
Birçok insan yalnızca sonucu görür; ortaya çıkan ürünü, hizmeti veya başarıyı…
Ama o başarıyı mümkün kılan, arkada aylarca hatta yıllarca süren bir sabır birikimidir.

Zinde Zihin’i kurarken de bu gerçeği çok net yaşadım.
Deprem sonrası sahadan doğan bir dayanışmayı dijital bir sisteme dönüştürmek kolay değildi.
Teknik süreçler, insan hikâyeleri, doğru uzmanları bir araya getirmek, sistemi erişilebilir hâle getirmek…
Tüm bunlar zaman, emek ve en önemlisi sabır gerektirdi.
Bazen ilerlemenin çok yavaş olduğunu düşündüğüm günler oldu, bazen de geriye dönüp baktığımda aslında her şeyin olması gereken hızda ilerlediğini fark ettim.

Çünkü bazı şeyler hızla değil, ancak olgunlaşarak olur.

Sabırsızlık, girişimcinin en büyük yanılgısıdır.
Bir adımda başarı beklemek, bir gecede dönüşüm görmek, bir fikirle dünya değiştirmek…
Gerçek hayat böyle işlemez.
Her büyük iş, küçük adımların sabırla tekrar edilmesiyle oluşur.

Bugün çevremde birçok genç girişimci görüyorum.
Hepsinde büyük bir enerji, büyük bir potansiyel var.
Ama aynı zamanda hızlı sonuç alma arzusu da baskın.
Halbuki sabır, sadece beklemek değildir.
Sabır, süreci kontrol edebilmektir.
Zorlandığında pes etmemek, geciktiğinde umutsuzluğa kapılmamak ve her durumda yola devam edebilmektir.

Girişimcilikte sabır, bir erdem değil, bir zorunluluktur.
Çünkü sabır; düşünmeyi, öğrenmeyi, doğru karar almayı ve istikrarla ilerlemeyi sağlar.
Bugün birçok markanın, birçok girişimin uzun yıllar ayakta kalabilmesinin tek nedeni budur.

Belki de en önemlisi şu:
Sabır, insanın kendisiyle olan ilişkisidir.
Kendi hızını, kendi kapasitesini, kendi yolculuğunu kabul edebilme gücüdür.
Ve bu güç, başarı kadar değerlidir.

Haftaya sabır kültürünü tamamlayan bir konuya geçeceğim:
“İstikrar: Büyük Hedeflerin Sessiz Taşıyıcısı.”

Yunus Emre Tufan
Zinde Zihin Kurucusu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.