Yunus Emre Tufan
Köşe Yazarı
Yunus Emre Tufan
 

Girişimcilikte Dönüşüm: Kurucudan Lider Olmaya Giden Yol

Her yolculuk sonunda insan dönüp geriye bakar. Nereden yola çıktığını, neyi geride bıraktığını, bugün kim olduğunu düşünür. Girişimcilik de, çoğu zaman anlatıldığı gibi sadece bir iş kurma çabası değil; insanın kendini yeniden inşa etme hikâyesidir. Benim yolculuğumda bu dönüşüm, deprem sonrası sahada karşılaştığım insanların sesleriyle başladı. “Konuşmaya ihtiyacım var ama kimseye ulaşamıyorum” diyen bir cümlenin taşıdığı ağırlığı, o dönemde ilk kez bu kadar yakından hissettim. Bir insanın yalnızlığının aslında ne kadar kalabalık bir gerçek olduğunu gördüm. Zinde Zihin, bir iş planının değil, bir ihtiyacın içinden doğdu. Yaklaşık bir buçuk yıl boyunca gönüllü psikologlar, psikolojik danışmanlar ve diyetisyenlerle birlikte binlerce kişiye ücretsiz destek sağladık. O süreçte anladım ki, iyileşme her zaman sessiz bir odada değil, kalpten kalbe uzanan bir bağda gerçekleşiyor. Sistem olgunlaştığında ve altyapı hazır olduğunda, gönüllülük sürecini “Zinde Zihin Dayanışma” adıyla sürdürmeye devam ettik. Çünkü o dayanışma yalnızca bir dönem değil, bu girişimin ruhu idi. Ardından, erişilebilirliği temel alan bir modelle Türkiye’nin her yerinden ulaşılabilir profesyonel destek yapısını kurduk. Ama bu süreç yalnızca girişimin dönüşümü değildi; benim dönüşümüm de aynı anda devam etti. Başlangıçta her detayı tek başıma kontrol etmeye çalışıyordum. Bu, kuruculuk refleksi. Ama zamanla fark ettim: Bir girişim, onu kuran kişinin sınırları kadar değil, ekibinin birlikte taşıdığı inanç kadar büyür. Kuruculuktan liderliğe geçiş tam olarak burada başlıyor. Bir noktada “ben yaparım” duygusu yerini “birlikte yapabiliriz” anlayışına bırakıyor. Ve zaten olması gereken de bu. Liderlik, sadece yön göstermek değil; insana alan açmaktır. Hata yapma hakkı tanımaktır. Güvenmektir. Ve gerektiğinde sessizce geri çekilip başkalarının sahneye çıkmasına izin vermektir. Bugün geriye dönüp baktığımda şunu çok net görüyorum: Zinde Zihin, yalnızca bir platform değil; bir iyileşme hareketi. Bir fikrin, insanla birleştiğinde nasıl bir topluluk oluşturabileceğinin canlı bir örneği. Ve ben bu yolculuktan en çok şunu öğrendim: Her başlangıç, insanın kendini yeniden var etme niyetidir. Ve yeniden başlamak için hiçbir zaman geç değil. Belki şu anda bu satırları okuyan birinin de aklında bir fikir vardır. Belki erteliyordur, bekliyordur, “daha hazır değilim” diyordur. Oysa hiçbirimiz hazır başlamadık. Hazırlığı yolun üzerinde öğrendik. Başlamak, en hazır olduğun andır. Yolun açık olsun. Bu seriyi burada tamamlamış olsak da yolculuk bitmedi. Çünkü girişimcilik yalnızca fikir, ekip ve stratejiyle sınırlı değil; bir de insanın iç dünyası, motivasyonu ve hayata bakışı var. Önümüzdeki hafta yeni bir seri başlıyorum. Bu kez girişimcilikten biraz uzaklaşıp, “hayatın ağırlığını nasıl taşıyoruz ve kendimizi nasıl yeniden ayağa kaldırıyoruz?” sorularına değineceğim. Kendine dönmek, güç toplamak ve yola başka bir bilinçle devam etmek üzerine. Belki de her girişimin asıl başlangıcı, insanın kendi içinden başlıyordur. Haftaya oradan devam edeceğiz.
Ekleme Tarihi: 05 Kasım 2025 -Çarşamba
Yunus Emre Tufan

Girişimcilikte Dönüşüm: Kurucudan Lider Olmaya Giden Yol

Her yolculuk sonunda insan dönüp geriye bakar. Nereden yola çıktığını, neyi geride bıraktığını, bugün kim olduğunu düşünür. Girişimcilik de, çoğu zaman anlatıldığı gibi sadece bir iş kurma çabası değil; insanın kendini yeniden inşa etme hikâyesidir.

Benim yolculuğumda bu dönüşüm, deprem sonrası sahada karşılaştığım insanların sesleriyle başladı. “Konuşmaya ihtiyacım var ama kimseye ulaşamıyorum” diyen bir cümlenin taşıdığı ağırlığı, o dönemde ilk kez bu kadar yakından hissettim. Bir insanın yalnızlığının aslında ne kadar kalabalık bir gerçek olduğunu gördüm.

Zinde Zihin, bir iş planının değil, bir ihtiyacın içinden doğdu. Yaklaşık bir buçuk yıl boyunca gönüllü psikologlar, psikolojik danışmanlar ve diyetisyenlerle birlikte binlerce kişiye ücretsiz destek sağladık. O süreçte anladım ki, iyileşme her zaman sessiz bir odada değil, kalpten kalbe uzanan bir bağda gerçekleşiyor.

Sistem olgunlaştığında ve altyapı hazır olduğunda, gönüllülük sürecini “Zinde Zihin Dayanışma” adıyla sürdürmeye devam ettik. Çünkü o dayanışma yalnızca bir dönem değil, bu girişimin ruhu idi. Ardından, erişilebilirliği temel alan bir modelle Türkiye’nin her yerinden ulaşılabilir profesyonel destek yapısını kurduk.

Ama bu süreç yalnızca girişimin dönüşümü değildi; benim dönüşümüm de aynı anda devam etti.

Başlangıçta her detayı tek başıma kontrol etmeye çalışıyordum. Bu, kuruculuk refleksi.
Ama zamanla fark ettim:

Bir girişim, onu kuran kişinin sınırları kadar değil, ekibinin birlikte taşıdığı inanç kadar büyür.

Kuruculuktan liderliğe geçiş tam olarak burada başlıyor.
Bir noktada “ben yaparım” duygusu yerini “birlikte yapabiliriz” anlayışına bırakıyor.
Ve zaten olması gereken de bu.

Liderlik, sadece yön göstermek değil; insana alan açmaktır.
Hata yapma hakkı tanımaktır.
Güvenmektir.
Ve gerektiğinde sessizce geri çekilip başkalarının sahneye çıkmasına izin vermektir.

Bugün geriye dönüp baktığımda şunu çok net görüyorum:

Zinde Zihin, yalnızca bir platform değil;
bir iyileşme hareketi.

Bir fikrin, insanla birleştiğinde nasıl bir topluluk oluşturabileceğinin canlı bir örneği.

Ve ben bu yolculuktan en çok şunu öğrendim:

Her başlangıç, insanın kendini yeniden var etme niyetidir.
Ve yeniden başlamak için hiçbir zaman geç değil.

Belki şu anda bu satırları okuyan birinin de aklında bir fikir vardır.
Belki erteliyordur, bekliyordur, “daha hazır değilim” diyordur.
Oysa hiçbirimiz hazır başlamadık.

Hazırlığı yolun üzerinde öğrendik.

Başlamak, en hazır olduğun andır.

Yolun açık olsun.

Bu seriyi burada tamamlamış olsak da yolculuk bitmedi.
Çünkü girişimcilik yalnızca fikir, ekip ve stratejiyle sınırlı değil; bir de insanın iç dünyası, motivasyonu ve hayata bakışı var.

Önümüzdeki hafta yeni bir seri başlıyorum.
Bu kez girişimcilikten biraz uzaklaşıp, “hayatın ağırlığını nasıl taşıyoruz ve kendimizi nasıl yeniden ayağa kaldırıyoruz?” sorularına değineceğim.
Kendine dönmek, güç toplamak ve yola başka bir bilinçle devam etmek üzerine.

Belki de her girişimin asıl başlangıcı, insanın kendi içinden başlıyordur.
Haftaya oradan devam edeceğiz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve okurmedya.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.