Girişimcilik dünyasında en çok tartışılan sorulardan biri şudur:
“Başarıyı belirleyen en önemli faktör nedir?”
Kimi “iyi fikir her şeydir” der, kimisi “parası olan kazanır” görüşünü savunur, kimisi de “ekip en önemlisidir” diyerek farklı bir noktaya işaret eder. Ancak gerçek hayat, bu üçlünün birbirini tamamladığını, tek başına hiçbirinin yeterli olmadığını gösteriyor.
Yine de girişimcilik yolculuklarımdan çıkardığım ders, bu sorunun cevabının her durumda aynı olmadığıdır. Gelin, bu üç unsuru daha yakından inceleyelim.
Fikir: Kıvılcım Ama Tek Başına Yetersiz
Her şey bir fikirle başlar. İyi bir fikir, doğru sorunu hedef alır ve insanlara gerçek fayda sağlar. Ancak fikir tek başına bir anlam ifade etmez. Çünkü dünyanın en iyi fikri bile, hayata geçirilmediği sürece yalnızca bir düşünce olarak kalır.
Aynı alanda iki farklı girişimin ortaya çıkışı bunun en net örneğidir. Bir girişim başarılı olurken, diğeri başarısız olabilir. Burada farkı yaratan şey, fikrin nasıl uygulandığıdır.
Benim ilk projelerimde öğrendiğim en önemli nokta, bir fikrin değerini belirleyenin onun “gerçek hayata nasıl uyarlandığı” olduğuydu.
Finansman: Yakıt Ama Sonsuz Enerji Değil
Girişimcilerin en sık dile getirdiği ihtiyaç, sermayedir. Finansman gerçekten de önemlidir, çünkü bir girişimi ileri taşıyan yakıt gibidir. Fakat unutulmaması gereken nokta şudur: motor çalışmıyorsa yakıt hiçbir işe yaramaz.
Yanlış zamanda veya yanlış stratejiyle alınan yatırım, fayda yerine yük haline gelebilir. Paranın yanlış yönetimi, projenin önünü açmak yerine kapatabilir. Bu nedenle finansman, bir araçtır; amaç değildir.
Benim deneyimlerimde sermaye eksikliği kadar sermayenin yanlış kullanımı da girişimlerin başarısız olmasında etkili oldu.
İnsan: En Değerli Sermaye
Girişimcilikte en belirleyici unsur, insandır.
Bir fikir, doğru insanlarla hayata geçebilir. Finansman, doğru ekip tarafından yönetilirse değer kazanır. Yanlış bir ekip, en iyi fikri bile batırabilirken, doğru bir ekip sıradan bir fikri dahi başarıya dönüştürebilir.
Doğru insanlardan kastım yalnızca yetenekli olanlar değil; aynı zamanda aynı vizyona inanan, zorluklar karşısında pes etmeyen ve girişimciyle aynı motivasyonu paylaşan insanlardır. Çünkü girişimcilikte başarı, bireysel değil, kolektif bir sonuçtur.
Asıl Güç Dengede Saklı
Fikir yolculuğu başlatır. Finansman yolculuğu besler. İnsan ise yolculuğu taşır.
Bu üçlü arasında kesin bir hiyerarşi kurmak kolay değildir, fakat kişisel gözlemim, merkeze insanı koymanın en doğru yaklaşım olduğudur. Çünkü fikir de, finansman da insanın vizyonu ve emeğiyle değer kazanır.
Haftaya Neler Konuşacağız?
Başarıyı getiren unsurların dengesi kadar, bu dengeyi sürdürülebilir kılmak da önemlidir. Bir girişim sadece doğmakla kalmaz, aynı zamanda yaşamak ve büyümek zorundadır.
Haftaya, girişimciliğin bu boyutunu ele alacağım:
“Bir Girişimi Ayakta Tutmanın Formülü: Strateji ve Dayanıklılık.”